İnsan üretimi varlıklar arasında sanat eserlerinin kendilerine has birtakım özellikleri vardır. Dış dünyadaki malzemelerin sanatçının elinde işlenmesiyle ortaya çıkan sanat eserlerini daha sağlıklı inceleyebilmek için sanatın kendine özgü özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır. Sanat ontolojisi, incelemenin merkezine bir var olan olarak sanat eserinin koyar. Sanat eserini her yönüyle ele alıp değerlendirmek sanat ontolojisinin ayırt edici yönünü oluşturur. Ontolojik tahlil, bütün sanat türlerinde olduğu gibi edebi metinleri tabaklara ayırır. Sanat ontolojisi, edebi eseri ele alırken metnin biçim ve anlam yönünü göz önünde bulundurur. Edebi metnin arka yapı ile ön yapı diye iki temel tabakaya ayırma ontolojik tahlilin yaklaşım yöntemidir. Ön yapıdan kast edilen metnin biçim ve ritim unsurları, arka yapıdan kast edilen ise anlam unsurlarıdır. Abdülhak Hamit Tarhan’ın poetik nitelikteki “Nâkâfi” manzumesi, “Makber” şiirine yapılan eleştirilere verilen bir cevaptır. “Makber”e yapılan eleştirileri insafsızca bulan Hamit, eski şiirin kurallarını yıkmaktan övgüyle söz eder. Hayatında yaşadığı kırılmalar ile şiiri aynı paralelde ilerleyen şair, romantik bir özneye dönüşür. “Nâkâfi” şiirinde Hamit’in sanat anlayışı ile “Makber”e saldıranlara verdiği cevaplar harmanlanmıştır. Aruz kalıbı, aliterasyon, asonans, kafiye ve redif ile ritim yakalayan Hamit, bu ritim unsurlarıyla anlam arasında bağlantıyı kurmayı başarır. Hem ritim unsurları hem metnin arka planında bulunan anlamsal evrenin iyi bilinmesi, ancak ontolojik bir tahlille mümkündür. Bu çalışmanın amacı ontolojik açıdan “Nâkâfi” manzumesini tahlil etmektir.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|