Türk topluluklarının yüzyıllar içerisinde biriktirdiği doğa bilgisi söz varlıklarında belirgin şekilde hissedilmektedir. Kuzey Türkleri de kozmogoni ile insan düşüncesini dilde ayrı ve yeni kavramlar olarak birleştirmiş ve dilin söz varlığını bu yönde zenginleştirmiştir. Başkurt, Kazak, Kırgız ve Tatar halklarının bin yılı aşkın bir zamandır bulundukları coğrafyada ikamet etmeleri, hassas doğa algılarıyla birleşince söz varlığında zengin bir malzeme meydana getirmiştir. Kıpçak bozkırlarının ve Ural Dağlarının iklim şartlarına bağlı olarak gelişen mevsim ve mevsime bağlı olay adlandırmalarının çeşitliliği de bu yönde dikkat çekicidir. İnsan için yıl kavramı altında iki ana mevsim olduğu görülmektedir. Bunlar ‘güz’ ve ‘ilkbahar’dır. Bu mevsimlerin insanların ekonomik faaliyetlerini düzenledikleri, tarım işlerinin yürütülmesi için en uygun iki zaman dilimi olması bunu desteklemektedir. Özellikle renkler ile mevsimlerin ve çeşitli hava olaylarının karşılanması, dolayısıyla zamanın renkler ile tanımlanması, bütün bu lehçelerde dikkat çekici bir özellik olarak durmaktadır. Bunun yanı sıra bu lehçelerin edebî yazı dilinde bu türden kırsal yaşama ait sözlerin varlığını da göçebe yahut yarı göçebe kültürün izi olarak değerlendirmek gerekir. Bu çalışmada da temel olarak genç Kıpçak yazı dillerinin de özellikle bu iki zamana bağlı olarak oluşturduğu adlandırmalar, çeşitliliği ve türlenmeleri açısından incelenmektedir. Elde edilen veriler ışığında bazı sözlerin açıklaması yapılmıştır. Bunların yanında mevsim adlandırmalarına bağlı olarak alıntılanan sözlerin geçirdiği anlam değişmeleri de incelenerek farklılıklar belirtilmiştir.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|