Eski dünya diye tanımladığımız Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarının birleşme coğrafyası içinde Akdeniz çanağı diye adlandırabileceğimiz bölge, yani bir anlamda Akdeniz’e kıyısı olan devletler yada yönetimler için “Eski Dünya” kıtalarının en önemli kara ve deniz bağlantı noktası olan Antik çağın Bizantion Kolonisi, Bizans Başkenti Constantinopolis ve Osmanlı Başkenti İstanbul’un dünya ticaret kentlerinin liste başına gücü ve stratejik konumu ile oturması kaçınılmazdı. Bölgenin coğrafi sınırları Haliç’in kuzey sahilinde Kasımpaşa, Kozludere (Antik çağda ismi Cibon) ile günümüz Tophane sırtları arasında İstanbul yarımadasının benzeri, yumuşak yükseltilerle (Beyoğlu-Taksim), Batıda Kasımpaşa, Doğuda Dolmabahçe’ye inen çok keskin olmayan vadilere sahip olduğunu, topografik koşulların Kuzey-Güney ekseninde yol aksına izin verdiğini, iklimin ve bitki örtüsünün Marmara bölgesi ile uyumlu, fakat su probleminin tarihi yarımadaya nazaran daha yoğun yaşandığını, Roma ve Bizans dönemlerinde inşa edilen sarnıçların büyük ölçüde sorunu çözdüğünü görmekteyiz.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|