Sanat yapıtı, görsel dünyanın öznel olarak algılanması ve biçimlendirilmesi yoluyla ortaya çıkar. Haliyle, algılar sonucunda olgunlaşan düşüncenin yorumlanmış biçimi olarak sanat yapıtının, varolan kültürden etkilenmesi ve aynı zamanda onu etkilemesi son derece doğaldır. Altamira Mağarası’nın duvarlarındaki ‘çizimler’den, Leonardo Vinci’nin ‘Mona Liza’sına, Bernini’nin ‘Azize Teresa’sından, Picasso’nun ‘Guernica’sına kadar pek çok eser, sanat yapıtı olarak varolan kültürün içinde bir anlam ve nitelik kazanmıştır. Değişen kültürel yapı ve nitelikler, Kuspit’in ‘her şeyin sanat olduğu’ ve Arthur C. Danto’nun ‘sanatın sonu’ yaklaşımlarını önümüze koyarak sanatın niteliği ve kültür arasında bir çatışmanın veya tanımsızlığının olası problemlerini göstermesi bakımından önemli ve oldukça iddialı ve şaşırtıcı gelişmelerdir. Dolayısıyla sanata nasıl bakmamız gerektiği ve neyin sanat olduğu veya olmadığına yönelik yaklaşımlar her şeyden önce dönemin yerleşik kültürel niteliklerinden oldukça etkilenmektedir. Bu çalışmada, kültür içinde var olan sanatın, aynı zamanda kültür ürettiği ve bunun yanı sıra var olan kültüre olan katkıları doğrultusunda, sanatın güncel kültüre dair anlam kümeleri ile olan ilişkisi betimlenmeye çalışılmaktadır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|