Son yıllarda çalışma yaşamında işgücü piyasası güvencesizliği artış göstermektedir. Öznel ya da algılanan iş güvencesizliği, çalışanın istihdam edildiği örgütteki mevcut işinin sürekliliği ve güvencesiyle ilgili inançlarının değişime uğraması ve işini kaybetme kaygısı yaşaması halidir. Mevcut işini kaybedeceğine ilişkin bir tehdit algılayan çalışan, kendisini güçsüz hissetmekte ve örgütsel bağlılığında bir düşüş yaşamaktadır. Çalışma yaşamında bireyin her an işini kaybetme tedirginliği ve belirsizliği, bireyi yoğun strese maruz bırakmaktadır. Stres sonucu bireysel düzeyde yaşanacak ruhsal olumsuzluklardan biri olan tükenmişlik, bireyin enerji kaynaklarının iş stresiyle baş edememesi sonucunda azalması halini ifade etmektedir. Literatürde yaşam doyumunda azalma ve çalışma şevkinin kırılması anlamına gelen içsel işten ayrılma kavramı ise, bireyin istihdam edilirken emekli olmuş gibi davranışlar sergilemesi, örgüte ve işine bağlılığının azalması ve minimum performansla işinin gereğini yerine getirmesini ifade etmektedir. Bu bağlamda içsel işten ayrılma, yaşanılan iş güvencesizliği ve iş tükenmişliğinin davranışsal bir sonucu olabilmektedir. Bu çalışma ile kavramlar arası ilişki ortaya konulmaya çalışılarak, içsel işten ayrılma kavramının ülkemiz literatüründe tanıtılması amaçlanmaktadır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|