Mezar ve mezarlıklar ilk peygamber Hz. Âdem (SAV) döneminden itibaren bulunmaktadır. Ölen insanlar, aileleri tarafından mezarlık adı verilen yerlere gömülmüşlerdir. Bu durum sadece Türk-İslam dünyasında değil günümüzde Türk-İslam dünyasının dışında kalan halen hayatını devam ettiren veya tarihin tozlu sayfaları arasına girmiş olan milletlerde de görülmektedir. İslam öncesinden günümüze kadar devam eden süreç içerisinde Türk insanı açısından bakıldığında mezar ve mezarlık kültürünün bulunduğu görülmektedir. İslam öncesi dönemlerde Türk insanı vefat eden devlet adamları ve önde gelen hanedan üyeleri için Kurgan adı verilen mezarlar inşa etmişler, halktan ölenlerin ise normal mezarlıklara gömüldükleri bilinmektedir. Ölen kişinin savaşta gösterdiği yararlılıklardan dolayı savaş esnasında öldürmüş olduğu düşmanlarını temsil etmek üzere balbal adı verilen taşlar geride kalan aile üyeleri tarafından mezarlarının yanı başlarına dikilmişlerdir. İslami döneme gelindiğinde devlet ileri gelenleri ve hanedan üyeleri için kümbet ve türbe adı verilen mezarlar inşa etmişlerdir. Halktan olan kişiler için de herkesin bildiği mezarlar yapmışlar, vefat edenlerin sayısı çoğaldıkça buralara herhangi bir zarar gelmemesi için etrafını duvarla veya çitlerle koruma altına almışlardır. Mezarların kime ait olduğuna dair ve mezarların kaybolmaması için mezarların baş ve ayak uçlarına taşlar konulmuştur. Bu geleneği zamanla geliştirerek mezar taşları üzerine ayetler, hadisler, şiirler veya ibret alınması ve ölümün daimi olarak hatırlanması amacıyla yazılar yazmışlardır. İşte bu makalede işlenen konu Kırşehir mezarlıklarında mezar taşları üzerine yazılmış olan mezar taşları yazıları değerlendirilmeye çalışılmıştır.
The tombs and tombs of the first Prophet Hz. from the time of Adam. The victims were buried in places called the cemetery by their families. This situation is seen not only in the Turkish-Islamic world, but also in the nations that remain outside the Turkish-Islamic world today still keep their lives or have entered the dust pages of history. In the process that has been ongoing from the pre-Islam to the present day, from the point of view of the Turkish people, it is seen that there is a grave and cemetery culture. For the Turkish people who died in the pre-Islam period and the leading members of the dynasty they built the tombs called Kurgan, and those who died from the people are known to be buried in normal tombs. The stones called balbal to represent the enemies he had killed during the war because of the benefits the dead person showed in the war were planted by the remaining family members next to their tombs. When the Islamic era arrived, the state built tombs called cumbts and turbs for the advanced and members of the dynasty. For those who were from the people, they built the tombs everyone knows, and the number of the dead increased and they protected their surroundings with walls or roofs, so that no damage would come to them. Stones are placed on the heads and feet of the tombs to know who the tombs belong to and to prevent the tombs from disappearing. They have developed this tradition over time, and they have written verses, hadits, poems, or signs on the grave stones for the purpose of taking the signs and remembering the death forever. This is the subject processed in this article that was tried to evaluate the gravel stones written on the grave stones in the Kyrgyz cemetery.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|