Fecr-i Âtî devrinin önemli isimlerinden olan Şahabettin Süleyman, sanatçılığı yanında teorisyenliği ile de dikkati çeken bir isimdir. Kısa ömrüne çok sayıda eser bırakan Şahabettin Süleyman’ın, Türk edebiyatı içerisinde üzerinde hâlâ tartışılmakla birlikte dikkati çeken tekellümî hikâyeleri ise oldukça önemlidir. Tekellümî hikâye, kabaca, diyaloglarla ilerleyen anlatı şeklinde tanımlanabilir. Sınırı ve özellikleri tam olarak tespit edilemeyen bu tür, Fecr-i Âtî dönemi ile moda olmuş, daha sonra yerini radyo oyunlarına bırakmıştır. Reşat Nuri, Yakup Kadri, Osman Cemal, Ercüment Ekrem gibi isimlerin yoğun olarak kullandığı tekellümî hikâye, Türk edebiyatı içerisinde üzerinde yeterince durulmamış alanlardan birini oluşturmakta ve yapılan her yeni araştırma ile tür üzerinde belirginliğin artacağı anlaşılmaktadır. Şahabettin Süleyman’ın isimlendirdiği ve başlattığı bu türde verdiği eserler Fırtına isimli kitabında bulunur. Yazarın, Fırtına dışında, dergilerde kalan tekellümî hikâyeleri de mevcuttur. Bu makalede, öncelikle tekellümî hikâye türünün tarihî gelişimi işlenecektir. Tür üzerindeki farklı tanımlamalar, edebiyat bilimcilerinin türe dair belirlediği sınırlar işlenecek, tekellümî hikâye örnekleri veren yazarların eserlerinde tercih ettikleri adlandırmalar araştırılacaktır. Devamında Şahabettin Süleyman’ın Osmanlı Türkçesinden aktarımı henüz yapılmayan Fırtına isimli eseri içerisinde yer alan tekellümî hikâyeleri incelenecek ve yazarın hangi tekniği kullandığı, psikolojik ve sosyolojik verilerden ne ölçüde faydalandığı üzerinde durulacaktır. Yazarın tekellümî hikâyelerinde belirgin olarak görülen kadın ve erkek rolleri, kadına cinsiyetçi bakış incelenecek ve hikâyelerden yansıyan otobiyografik etkiler de tartışılacaktır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|