Bu makalenin amacı, 1907 tarihli İsviçre Medeni Kanunu’nun çevrilmesi yoluyla yapılan ve 76 yıl yürürlükte kalmış olan 1926 tarihli Eski Türk Medeni Kanunu’nun “nesebi sahih çocuklar” ile ilgili maddelerinin çevirisini incelemek suretiyle hukuki bağlamda cinsiyetlendirilmiş özneliğin ve meşruiyetin tarihsel inşasını araştırmaktır. Eski Türk Medeni Kanunu, 20. yüzyılda yeni kurulmuş bir ulus-devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’nin modernleşme/batılılaşma hedefi bağlamında, özellikle de kadının statüsünü iyileştirdiği gerekçesi ile “bir “devrim” olarak nitelenmiş, övgüyle karşılanmıştır. Ancak, “nesebi sahih çocuklar” konusundaki kanun maddelerinin çevirisinin karşılaştırmalı incelemesi, ne İsviçre Medeni Kanunu’nun ne de Eski Türk Medeni Kanunu’nun toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden azade olduğunu, Eski Türk Medeni Kanunu’nun çeviri yoluyla hazırlanması sürecinde kaynak kanun olan İsviçre Medeni Kanunu’ndaki toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ihlal eden maddelerin “aynen” çevrildiğini, böylece Türk Medeni Kanunu’nda, İsviçre Medeni Kanunu’nda olduğu gibi, annenin/kadının dışlanarak çocuğun meşruiyetinin tek kaynağı olarak babanın/erkeğin esas alındığı/imtiyazlı kılındığı bir hukuk dilinin benimsendiğini göstermiştir. Bu makale, gerek Türkiye’deki cinsiyetlendirilmiş öznelik ve meşruiyetin tarihsel inşasının izini sürmek ve bu inşayı sorunsallaştımak gerekse batı hukuku ile toplumsal cinsiyet eşitliği arasında olduğu varsayılan “yakın ilişki”yi sorgulamak açısından çevirinin kilit önemini ortaya koymaktadır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|