Osmanlı İmparatorluğu yüzünü Batı’ya çevirmeye XVIII. yüzyılda başlamıştır. Duraklama ve gerileme devirlerine denk gelen modernleşme hareketinin başlamış olduğu süreçte, Osmanlı dünyanınbüyük devletlerinden birisiydi; ancak kendisindeki kötüye gidişin bünyesinde bu kadar büyük tahribat açacağının farkında değildi. Sosyal yapıdaki problemleri birkaç küçük tedbirle giderebileceğini düşünüyordu. Eğitim alanında yapılanlar modernleşmeden ilk etkilenen kurumun eğitim olduğuna işaret ediyordu. Yüzlerce yıldır cephelerdeki mücadelede galip geldiği Batı orduları artık Osmanlıyı yener olmuştu. Askerî yenilgilerin sebebi genellikle Müslüman kimliğinden ve onun eksik yorumlanmasından kaynaklanan bir zâfiyet olarak görülüyordu. Avrupa’daki değişim fark edilmiyor ve değişimin görünen yüzü Osmanlıya toprak kaybı olarak yansıyordu... Osmanlı münevverleri de meseleyi çözecek iç ve dış toplumsal dinamiklerden mahrum bulunuyordu. Kendisi dışında yıllardır galip geldiği bir paradigmanın meydan okumasına boyun eğmek demek, kendisi olarak kalamayacağının dabariz ifadesiydi. Osmanlı modernleşmesi, geçmişi anlama, çöküş sürecini okuma ve modernleşmenin tarihsel süreçte meydan okuması karşısında yaşanılan paradoksal tavrın değerlendirilmesi açısından önemli bir paradigmadır.
Alan : İlahiyat
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|