Tarih boyunca toplumlar büyük değişimler yaşamışlardır. Bu değişimler toplumların ekonomik büyüme ve kalkınmasında önemli rol oynamıştır. Toplumlar bir bütün olarak her türlü bilgiyi kullanarak refah ve kalkınmayı amaçlamıştır. Ancak avcı-toplayıcı toplumlardan itibaren kadın ekonomik ve sosyal hayatın hemen hemen tümünde geri planda kalmıştır. Bunun nedeni kadının “doğurganlık” özelliğidir. Zamanla farklı dönemlerde faklı nedenler eşliğinde bu durum hep böyle devam etmiştir. Sosyal hayatı büyük ölçüde şekillendiren semavi dinler de kadının bu durumuna ilişkin tartışmalar süregelmiştir. Rönesans ve reform hareketleriyle batı toplumları az da olsa bu durumu eşitlemeye çalışmışlardır. Sanayileşme ile birlikte kadınların ekonomik ve sosyal hayatta yer almasının giderek önem kazandığını son yıllarda ise yaşanan sosyo-ekonomik değişimlerle beraber kadının ekonomik hayattaki yerinin büyük bir oranla arttığı görülmektedir. Bu çalışmada öncelikle sosyoloji ve ekonomi bilimleri arasındaki ilişkiden hareketle, Türkiye’deki kadının ekonomideki ve istihdamdaki yerinin tarihsel süreç içerisindeki değişimi, sosyoekonomik veriler ışığında değerlendirilecektir.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|