İnsanın, sayılabilen ve sayılamayan değerleri algılama yeteneğine sahip bir varlık olması, onun ruh ve beden varlığı olmasının en belirgin tezahürüdür. İnsan, sayılabilen, ölçülebilen, fizik kanunlarının hüküm sürdüğü zamansal ve mekânsal bir boyutta yaşamaktadır. İnsan zihni, içinde yaşadığı bu ortama uyum sağlayabilmek ve söz konusu bu fizik kanunlara göre şekillenen bedenine ait ihtiyaçları karşılayabilmek için sayılabilen bir değer algısı geliştirir. İçinde yaşadığımız dünya, sayılabilir, ölçülebilir ve hesaplanabilir üç boyutlu nesneler dünyasıdır. Söz konusu bu fizik dünyada nesnelerin nicel suretleri ve nitel halleri vardır. Bu dünyadaki nesneler, fizik kanunlarına (termodinamik ve mekanik yasalar) göre değişmekte ve entropi yasası gereğince zamanla bozulmaktadır. Öyle ki zamanın kendisi de bu dünyada sayılmakta ve zamana sayısal değerler yüklenmektedir. İnsan zihni, nesneleri zaman ve mekan zemininde ölçülebilen, rakamlandırılabilen değerlerine göre algılamakta ve yorumlamaktadır. Bir de insanın sayılamayan, kavramlardan oluşan algılama ve değerlendirme sistemi mevcuttur. Bu dünya, onun ruhunu temsil eden duygu dünyasıdır ki bunun insandaki sembolü kalptir. Metafizikî özellik gösteren bu dünyada değerlerin belirli bir sınırı yoktur. Değişebilmeleri, kendi mahiyetleri fizik âlemden çok farklıdır. Burada kavramlar halden hale dönüşebilir. Bu kavramlar, ne sayılarla ne rakamlarla ifade edilir ne de istatistiğe tabi tutulur. Zihin, bunları ancak; az, çok, biraz, hiç şeklindeki ifadelerle tarif edebilir. Bu algılama sistemi içinde nesnelerin, insanların, tutum ve davranışların değeri, onlara yüklenen duygu değeri ile belirlenir. Burada kalp, mekânı ve eşyayı ona yüklediği sayılamayan mahiyetteki duygusal değerlerle açıklar. Dolayısıyla zihin, nesneye niceliksel anlam ve değer yüklerken; kalp, ona duygu üzerinden niteliksel anlam ve değer yüklemektedir. İnsanın bu iki yönü birbiri ile uyuşmayan bir düalite oluşturmakta ve ahlâkî değer algısını etkilemektedir. Biz bu bildiride söz konusu bu algılama farklılığının ahlâkî değersizleşmeyi nasıl etkilediği üzerinde felsefî çıkarımlar yapacağız.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|