Kamu görevlilerinin çalıştıkları kurumun düzenini bozan veya kurumun sunduğu hizmetin düzgün yürütülmesini engelleyen faaliyetleri disiplin hukukunun konusunu oluşturmaktadır. Disiplin hukuku söz konusu ihlalleri gerçekleştiren kamu görevlisinin daha dikkatli ve özenli davranmasını sağlayacak, mali haklarına ve mesleki statüsüne etki yapmaya yönelik disiplin cezalarını ve bu cezalara ilişkin başvurulabilecek yolları ve disiplin cezasının tesisi için gereken disiplin soruşturma sürecini konu almaktadır. Disiplin soruşturmasını yürüten soruşturmacı; soruşturma konusuyla sınırlı olmak üzere her nevi evrakı incelemeye, ilgili kurumlardan ve kişilerden bilgi ve belge almaya, tanık dinlemeye, mahallinde keşif yapmaya, hakkında soruşturma yapılan memurun savunmasını almaya, soruşturma raporu düzenlemeye yetkilidir. Ancak, soruşturmacıya tanınan bu yetkilerin kullanımı sırasında veya soruşturma raporunun tesisi sırasında yapılan değerlendirmelerde bazı hatalar, hukuka aykırılıklar meydana geldiği de görülmektedir. Danıştay’ ın bir kısım kararlarında, disiplin hukukunun bağımsız olduğu, ceza soruşturmalarından disiplin soruşturmalarını bağlamadığı ilkeleri zikredilerek, hukuka aykırı delillerin disiplin soruşturmalarında kullanılmasına engel olmadığı yönünde hükümler tesis edilmiştir. Ancak, Danıştay yakın dönemlerde kararlarını değiştirmiş, Anayasamızın 38. maddesinde öngörülen hukuka aykırı elde edilen bulguların delil olarak kullanılmamasını yönündeki ilkenin disiplin soruşturmalarında uygulanması mümkün hale gelmiştir.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|