Anadolu yerleşmelerin pek çoğunun ortak özelliği, sürekli iskân görmesi sonucu oluşan fiziksel ve kültürel katmanlaşmadır. Tarihi katmanlaşma niteliği kentsel yerleşmelerin olduğu kadar, kırsal yerleşmelerin de özgün karakteri olarak karşımıza çıkabilmektedir. Bu bağlamda, arkeolojik kalıntılarıyla geleneksel kırsal mimarisi iç içe geçmiş bir biçimlenmeyle günümüze ulaşan örneklerden biri de Oğuz/Dara kırsal yerleşimidir. Dara, erken Bizans döneminde bir sınır garnizon kenti olarak kurulmuştur. Çoğunluğu kuruluş döneminden kalan savunma ve su yapıları ile nekropol alanlarıyla dikkat çeken kentin, diğer arkeolojik alanlardan farkı üzerinde bulunan geleneksel kırsal dokuda yaşantının günümüzde de devam etmesidir. Arkeolojik kaynakları nedeniyle 1. derece arkeolojik sit statüsü verilen Dara’da, arkeolojik alanın tahribatının önüne geçmek ve kullanım koşullarının sınırlılığı nedeniyle yerel halkın mağduriyetini önlemek için yerleşimin taşınması gündeme gelmektedir. Öte yandan, Dara’nın kültür katlarınınüst tabakasını oluşturan geleneksel kırsal dokuya ve/veya arkeolojik kalıntılarla birlikteliğinden oluşan katmanlaşmaya miras değeri atfedilmeyerek, bunları korumaya yönelik herhangi bir çaba gösterilmemektedir. Bu çalışmanın amacı, arkeolojik alanlarla geleneksel kırsal dokuları bir arada barındıran ve bu özellikleriyle bir bütün oluşturan Oğuz/Dara Antik kenti’nin kültürel miras değerlerini ve bu yerleşimin korunabilirliğini tartışmaktır.
Alan : İlahiyat
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|