1908 yılında İttihat Terakki Hareketi tarafından gerçekleştirilen Jön Türk Devrimi, ilk bakışta, Osmanlı devletini saran etnik sorunların çözümü ve unsurlar arasında kardeşlik- barışın sağlanması yolunda oldukça iidialı- umut verici bir başlangıç yapmıştı.Ülkedeki farklı etnik kimliklerin, "Osmanlı yurttaşlığı" adı altında, tek bir ortak kimlikte birleştirilmesi düşüncesi, aynı zamanda İttihat Terakki önderliğinin görünüşte sürdürdüğü ve I. Jön Türk hareketinden miras aldığı, "Osmanlıcılık" politikalarının da bir gereğiydi. Ne var ki devrimin ardından, "Osmanlı" kimliğini kabul eden yahudi ve Arnavut unsurlar dışında kalan, diğer etnik grupların gerçek amaçlarının, Osmanlıo'dan ayrılarak kendi ulusal birliklerini kurmak inşa etmek olduğu görüldü. Osmanlı hakimiyetini simgeleyen, "Osmanlı barışı"nı aşarak, uluslar çağının gereklerini yerine getirme mücadelesi veren etnik önderliklerin, Jön Türk Devrimi'yle birlikte bir taraftan Meşrutiyet'in getirdiği politik haklardan azami ölçüde yararlanırken diğer yandan İttihat Terakki önderliğine karşı güttükleri soğuk tavır, Osmanlı kimliği altında devletin sürdürülmesi yolunun, genelde Türk devlet aklı tarafından güdülen muhafazakar bir siyuaset olduğu tanıtlandı. Bu makalede, Balkan milliyetçiliklerinin bağımsızlıklarını kazanmadan önce Osmanlı devletiyle sürdürdükleri gerilimli ilişkiler, İttihat Terakki önderliği ve Makedonya sorunu üzerinden tartışmaya açılacaktır.
Alan : İlahiyat
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|