Yoksulluk sorunu insanoğlunun doğayla tanışmasına kadar eskilere dayanmaktadır. Yoksulluk, toplumlarda istikrarlı varlığını tarihin her döneminde, yaşam ve yönetim biçimleri, gelenekleri, coğrafyaları ve diğer tüm özellikleri ne kadar farklı olursa olsun devam ettirmiştir. Özellikle sanayi kapitalizminin doğup gelişmesiyle birlikte yaşanan gelir farklılıkların derinleşmesi ve kentlerin iktisadi yapısıyla birlikte yaygınlaşıp süreklileşmiştir. Yaşanan bu değişim, süregelen yoksulluk anlayışını aşmış ve yeni bir yoksul sınıfı doğurmuştur. “Yeni Yoksulluk’’ olarak nitelendirilen bu durum, hali hazırda devam eden yoksulluk sorunundan bile daha karmaşık ve içinden çıkılmaz bir durum olarak ifade edilmektedir. Yeni yoksullar genellikle kapitalist üretim ve tüketimin yoğun olarak yaşandığı kalabalık kentlerde daha sık görülmektedir, yeni yoksullar tamamen güvencesiz ve sosyal dışlanmayla karşı karşıyadırlar. Dünyada yaşanan bu süreç Türkiye’de de benzer bir seyir izlemiştir. Özellikle 1980’li yıllardan sonra Türkiye’de yoğunlaşan kapitalist iktisadi anlayış ile birlikte, yeni yoksullar görünür hale gelmişlerdir. Türkiye büyükşehirlerinde 2013 yılının ortalarında başlayıp haftalarca süren toplumsal olaylar, “Gezi parkı olayları’’ olarak adlandırılmıştır. Bu çalışmada yeni yoksullarında bu olaylarda yer aldığına yönelik sav ileri sürülmüş olup bu çerçevede, yoksulluk kavramı etraflıca ele alınıp, dünyada ve Türkiye’deki tezahürü irdelenmiş, yeni yoksulluk kavramı, nitelikleri konu edinilip, bu çerçevede kamu yöneticilerine yönelik önerilerde bulunulmuştur.
Alan : Hukuk; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|