Arapça, dış etkenlerin de etkisi ile büyük önem kazanmış dillerdendir. Dini boyut bu etkenlerinbaşında gelmektedir. Araplar kadar Arap olmayan Müslümanların da güçlü bir şekilde inandıkları Kur’an, Arapça ile nazil olmuş ve Hz. Peygamber de bu dil ile Ashabına hitap etmiştir. Araplar ve Arap olmayan Müslümanlar, Kur’an ve Sünneti daha iyi anlamak için İslam’ın dili olan Arapçaya daha fazla yoğunlaştılar. Arap dili, daha çok dini gerekçelerden dolayı Türkiye, Nijer, Nijerya, Çad, Pakistan, Malezya ve Senegal gibi ülkelerde ders olarak okutulmaktadır. Arapçanın anadil olarak konuşulmadığı ülkelerde Arapça öğretimi ile ilgili güçlükler, dilsel olmayanlar ve dilsel olanlar şeklinde iki kısma ayrılmaktadır. Dilsel olmayan güçlükler genellikle öğrenci, öğretmen, ders kitabı, sınıf ortamı ve ders anlatma yöntemleri ile ilgili sorunları ifade ederken, dilsel güçlükler ise sesbilimsel, biçimbilimsel ve sözdizimsel güçlükler ile okuma, yazma ve anlama güçlüklerini ifade etmektedir. Bizzat dilden kaynaklanan güçlüklerin derecesi ise Arapçanın anadil olarak konuşulmadığı toplumlarda değişebilmektedir. Bu makalede ele alıp inceleyeceğimiz konu, bu dilin bizzat kendisinden kaynaklanan güçlükler ile nedenleri, çözüm yolları ve bu sorunlara dair sunacağımız öneriler olacaktır. Bu çalışma ile daha iyi bir dil öğretiminin yanı sıra İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin dil becerilerinin geliştirilmesi hedeflenmektedir.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|