İnceleme konumuz, yaygın deyişiyle “aleyhe değiştirme yasağı kuralı”dır. Aleyhe değiştirme yasağı (Reformatio in peius) kuralı, 1412 sayılı eski Ceza Yargılama Yasası’nın temyiz (m.326/4) ve yargılamanın yenilenmesi (m.341/2) yollarında geçerliydi. Kural, yeni 5271 sayılı Ceza Yargılama Yasası’na göre; is- tinaf (m.283), temyiz (m.307/4), yasa yararına bozma (m. 309/4-b) ve yargıla- manın yenilenmesi (m.323/2) yasayollarında benimsenmiştir. Bu yasak, bir yasal buyruk ve zorunluluktur. Yasak, yalnızca sanık yararına (lehine) yasayolu davası açıldığında geçerlidir. Aleyhe değiştirme yasağı kuralı, hükme karşı yalnızca sanığın, sanık sa- vunmanının, sanığın eşi ya da yasal temsilcisinin yasayoluna başvurması duru- munda uygulanır. Ayrıca yasayollarının genel hükümleri arasında, Cumhuriyet savcısının sanık yararına yasayoluna başvurması durumunda da bu kuralın uygulanacağı düzenlenmiştir (m.265). Söz konusu “aleyhe değiştirme yasağı kuralı” adil yargılanma, “demokra- tik devlet” ve “hukukun üstünlüğü” ilkelerinin zorunlu bir sonucudur. Yasakoyucu, Cumhuriyet savcısı dahil sanık yararına yasayolu davası açan- ların amacının sanığın durumunu iyileştirmek olduğunu düşünerek, buna göre düzenlemede bulunmuştur. Bu nedenle yararı olduğu için yasayoluna başvuran sanığı yeni kurulacak hükümde, önceki hükümden daha kötü duruma düşür- meyi, zarara sokmayı ve durumunu ağırlaştırmayı uygun bulmamıştır. Yasayolu davasının görüleceği mahkemeyle bozma sonrasında yargılama yaparak yeniden hüküm kuracak ilk derece mahkemesi, yalnızca yaptırımı (ce- zayı) ve sonuçlarını sanık aleyhine ağırlaştıramazlar. Ancak, eylemin ceza huku- kundaki (suç hukukundaki) adını, yani niteliğini değiştirebilirler.
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|