Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 25
 İndirme 11
Mağriplinin Son İç Çekişi Romanında Ana-Oğul İlişkisi ve Kimlik Oluşumu
2019
Dergi:  
Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
Yazar:  
Özet:

Salman Rushdie’nin kaleme aldığı Mağriplinin Son İç Çekişi Mağripli karakterinin, deli bir ressamın İspanya’daki kalesinde son nefesini vermeye çalışırken yazdığı hayat öyküsünü anlatır. Mağripli, hayatta kalabilmek için ailesinin hikayesini kayıtlara geçmek zorundadır. Yıllar önce ihanet ettiği annesinin ressam tarafından yapılmış portresini geri almak ve annesini ölümsüz kılmak için Hindistan’ın bağımsızlık sonrası dönemiyle iç içe geçen aile tarihini tekrar yazarken, annesi Aurora’nın gerçek ve fantastik ögeleri birleştiren büyülü gerçekçi tarzında yapılmış tabloları anlatısının ana kaynağını oluşturur. Mağripli kaleme aldığı hayat öyküsüyle ihanet ettiği annesinden özür dilemesinin tek yoludur. Baskıcı bir anne portresi çizen Aurora’nın “Mağripli Serisi” tabloları oğlunun anlatısına egemen olurken, onun hem anlatı hem de kimlik oluşturma sürecini şekillendirir. Tarihin akışını değiştiren ve yeniden anlamlandıran anne-oğul ilişkisi ve bu ilişkinin dinamikleri de romanın tarihi arka planı kadar önemlidir. Hindistan’ın resmi tarihine paralel ilerleyen kişisel anlatılar, romanın alegorik okunmasını zorunlu kılar ve bu kapsamda baş rolü anne rolündeki Aurora’ya verir. Rushdie’nin Aurora’yı postmodern anlatısına ana kaynak yapması ve Aurora’nın Mağripli’nin kimlik oluşturma sürecindeki baskılayıcı etkisi Hindistan’ın ulus kurma sürecinde ön plana çıkarılan ‘Hindistan Ana’ mitini hatırlatır. Bu bağlamda, aşk-nefret düzleminde ilerleyen anneoğul ilişkisi ve bu ilişkinin Mağripli’nin kimliği üzerindeki etkisi psikanalist Julia Kristeva’nın iğrençlik teorisiyle açıklanacaktır. Rushdie büyülü gerçekçi tabloları anne rahmiyle özdeşleştirilen semiyotik koraya atfederken, Mağripli’nin normalden iki kat hızlı yaşlanan sıradışı vücudu ve Aurora gibi ötelenmiş figürlerin baba düzenini yıkma potansiyeli Kristeva’nın teorileri çerçevesinde incelenecektir. Bu nedenle, Aurora’nın büyülü gerçekçi tabloları, babaya ait sembolik düzenin içinde yazılan tarihe bir alternatif olarak okunacaktır.

Anahtar Kelimeler:

Mother-son Relationship and Identity Formation In The Moor’s Last Sigh
2019
Yazar:  
Özet:

Salman Rushdie’s The Moor’s Last Sigh revolves around the Moor who needs to record his genealogical history in order to survive at a madman’s castle and restore his mother’s reputation. While re-telling his family’s story that originated in Granada, parallel to the history of post-independence India, the Moor makes use of his mother Aurora’s magical realist paintings that combine official History with individual histories. Aurora, the oppressive mother figure, dominates the Moor’s narrative through her paintings entitled “The Moor Cycle” and manipulates his story-telling and identity-formation process. In “The Moor Cycle” paintings, she extols the Moor’s deformed body and associates him with the last Sultan Boabdil of Granada. Reshaping the flow of history, the mother-son relationship and its dynamics are as important as the historical backdrop of the narrative. This parallelism between individual histories and the history of India necessitates an allegorical reading, which gives the key role to ‘Aurora the mother.’ Rushdie’s choice of Aurora as the main source of his postmodern narrative and her haunting influence on the Moor’s identity-formation echo the Mother India myth promoted during the Indian nation-building process. The love-hate relationship between the Moor and Aurora, and its effecs on the Moor’s identity will be analyzed by referring to Julia Kristeva’s theory of abjection. Rushdie’s association of magical realism with the maternal semiotic chora, his metaphorical use of the Moor’s grotesque body and the abject figures’ potential of breaking the world order based on the law of the father will also be highlighted within the framework of Kristeva’s theory. Therefore, Aurora’s paintings will be read as a feminine form of history-writing that challenges the paternal discourse that writes the official History.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler










Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi

Alan :   Filoloji

Dergi Türü :   Ulusal

Metrikler
Makale : 722
Atıf : 2.463
Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi