Atıf Sayısı
3
Görüntüleme
120
İndirme
16
Bilindiği üzere Müslümanlar peygamberler şehri ve Tevhit inancının iki önemli merkezinden biri olması dolayısıyla Kudüs’ü kutsal bir kent olarak kabul etmektedir. Yahudiler ise Kudüs’ü ilk kurucu ata olarak kabul ettikleri İbrahim peygamber ve oğullarıyla ilişkilendirerek Babil sürgünü sonrası oluşturmaya başladıkları kutsal tarihlerinin olmazsa olmaz parçası yapmışlardır. Bu yazıda Yahudi kutsal metinleri ışığında Kudüs’ün Yahudiler için dini ve politik/siyasi önemi öncelikle ortaya konmaya çalışılmıştır. Daha sonra ise ortaya konan bu önem üzerinden gerek Yahudiler gerekse farkına varılmadan Yahudi olmayanlar tarafından dillendirilen ve Yahudileri kutsal metinlerinde ifade edilen Kudüs algısıyla paralellik arz eden Kudüs söylemlerinin öne çıkarılmaya devam edilmesi durumunda Kudüs’te Yahudiler dışında başka etnik ve dini grupların bulunmasının mümkün olmadığı tezi ileri sürülmüştür. Son olarak ise Kudüs’ün “gökte inşa edildiği”, “arzın kapısı olduğu” ve “ölümden dirilme mekanı” olduğu gibi söylemlerin Yahudilerin özelde Kudüs’e genelde ise tüm Filistin yurduna sahip olma ve bunun için de Yahudi olmayanları bölgeden temizlemeye yönelik terör politikalarına destek olmaktan başka bir işe yaramayacağı örneklerle ortaya konmaya çalışılmıştır
As it is known, Muslims recognize Jerusalem as a sacred city because it is the city of the prophets and one of the two important centers of the Tevit faith. The Jews, however, made a part of the holy dates that they began to create after the exile of Babylon by associating them with the prophet and sons of Abraham, whom they considered Jerusalem the first founder father. In this article, in the light of the Jewish sacred texts, it was attempted to highlight the religious and political/political importance of Jerusalem for the Jews first and foremost. After that, on the grounds of this importance, the thesis was stated that if the words of Jerusalem, which were spoken by non-Jewish people without the need to be understood and which were expressed in the sacred texts, which were parallel to the perception of Jerusalem, were continued to be highlighted, there was no possibility that other ethnic and religious groups in Jerusalem, except the Jews, could be found. Finally, the statements such as Jerusalem is “built in heaven”, “the door of the river” and “the place of resurrection from death” have been tried to be shown by examples that the Jews, in particular Jerusalem, usually have the whole Palestinian hometown and therefore support the terrorist policies aimed at cleansing the non-Jewish from the region.
As is well known, Muslims regard Jerusalem has been a city of prophets and one of the two significant centers of the belief of Tawhit (the oneness of God). Jews associated Jerusalem with the Prophet Abraham and his sons whom they considered to be the first founding ancestors and thus made Jerusalem an indispensable part of their holy history after the exile of Babylon. This paper firstly discusses the religious and political importance of Jerusalem in the light of Jewish scriptures. Afterwards, considering that attached importance it is argued that it will not be possible for those other than Jews to live in Jerusalem if the Jewish arguments about Jerusalem maintained in the Jewish scriptures are insistently maintained by the Jewish consciously and the non-Jewish unconsciously. Lastly, it is clearly pointed out and exemplified that such arguments like “Jerusalem has been established in heaven”, “Jerusalem is the gate of universe”, and “Jerusalem is the place of resurrection” all help the Jewish Zionist terror policies to clean out non-Jews from all the Palestinian land in order to obtain Jerusalem in particular and the whole Palestinian land in general
Alan : İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Makale Detay 
Atıf Yapanlar
Benzer Makaleler
PDF Görüntüle
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
