Çin'in Wuhan kentinde 2019 yılının son haftalarında ortaya çıkan ve kısa bir süre içinde küresel bir salgın halini alan corona virüsü (COVID-19) salgını, 2020 yılı sonu itibarıyla 1 milyon 800 bin ölüm, toplam 81 milyona yaklaşan onaylanmış vaka sayısı ve 05 Aralık 2020 günü 886 bin ile en yüksek günlük yeni vaka sayısına ulaşmış durumdadır. Pandemi ile birlikte bir yandan insanların, temizlik, beslenme, barınma, eğitim, alışveriş gibi temel yaşam biçimlerinde radikal değişimler yaşanırken, diğer taraftan işten işsizlik, ekonomik durgunluk ve sağlık sistemlerinin sürdürülebilirliği öncelikli günden haline gelmeye başlamıştır. Bu hızlı değişimin uluslararası krize dönüşmemesi için ulusal ve uluslararası kuruluşların karşılıklı işbirliği büyük önem arz etmektedir. DSÖ Genel Sekreterinin pandemi ilanını yaptığı 11 Mart tarihli konuşmasında, pandemiyi sadece bir halk sağlığı krizi değil, her sektöre dokunacak bir kriz olarak nitelendirmiştir. DSÖ’nün pandemi sürecinde ulusal sağlık politikalarının oluşturulmasına yönelik tavsiye kararları dikkat çekmektedir. Çalışmanın amacı DSÖ tarafından pandemi sürecinde hangi iletişim stratejilerinin izlenildiğini ve bu iletişim biçimlerinin ulusal sağlık politikaları üzerinde ne gibi etkileri olduğunu incelemektir. Bu kapsamda çalışmada Dünya Sağlık Örgütü (WHO) birincil veri kaynaklarına dayalı analizler, literatür taraması ve kuramsal inceleme yöntemi tercih edilmiştir. Yapılan incelemeler çerçevesinde, pandeminin özellikle ulusal sağlık politikalarının sürdürülebilirliği üzerinde ciddi baskılar oluşturacağı görülmektedir. DSÖ’nün izlediği iletişim stratejileri, bilgi difüzyonu teorisi ve risk iletişimi kavramları çerçevesinde yorumlanmıştır. DSÖ’nün küresel ölçekte salgının yönetilmesinde katalizör rol oynadığı, edinilen bilimsel bilgilerin uluslararası paylaşımını kolaylaştırırken, elde edilen bulguları rapor haline getirmesi ve iyi uygulamalar ile ulus devlet sağlık sistemlerinin güçlendirilmesinde etkili olduğu anlaşılmaktadır.
The coronavirus (COVID-19) epidemic, which occurred in the last weeks of 2019 in China’s city of Wuhan and becomes a global epidemic in a short time, has reached the highest daily number of 1 million 800 thousand deaths by the end of 2020, approaching a total of 81 million confirmed cases and with 886 thousand new cases on December 5, 2020. The pandemic has led to radical changes in the basic ways of life of people, such as cleaning, food, housing, education, shopping, and, on the other hand, unemployment, economic stagnation and the sustainability of health systems have begun to become priority. The mutual cooperation of national and international organizations is of great importance to prevent this rapid change from becoming an international crisis. In his speech on March 11, the Secretary-General of the OECD declared the pandemic as a crisis not just a public health crisis, but a crisis to touch every sector. The DSO’s advisory decisions on the creation of national health policies in the pandemic process are attracting attention. The aim of the study is to explore what communication strategies are monitored by the DSO during the pandemic process and how these forms of communication have an impact on national health policies. In this scope, the study preferred the World Health Organization (WHO) primary data sources-based analysis, literary scan and theoretical study method. In the framework of the studies, the pandemic appears to be a serious pressure on the sustainability of national health policies,
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|