Görüntüleme
152
İndirme
39
Aruz ilminin tarihî gelişimine bakıldığında temellerinin Arap edebiyatında ortaya atıldığı ve sistemleştirildiği görülmektedir. Arap edebiyatı menşeli olan aruz daha sonraları Farslıların İslamiyet’i kabulüyle birlikte birtakım değişikliklerle Fars edebiyatında kullanılmıştır. Türk edebiyatına aruz Fars edebiyatının etkisiyle girmiştir. Klasik Türk şairleri Arap aruzundan ziyade bazı değişikliklere uğratılan Fars aruzunu daha çok benimsemişlerdir. Tarihî süreçte aruz kaideleri ve kalıpları hakkında bilgi veren çok sayıda aruz risalleri yazılmıştır. Bu şahsiyetlerden biri de klasik Fars edebiyatı âlim, şair ve mutasavvıflarından Nureddin Abdurrahman Câmî (ö. 1492)’dir. Daha çok Molla Câmî unvanı ile tanınan şair, yazdığı eserlerle Osmanlı sahası üzerinde etkili olmuş bir şahsiyettir. Molla Câmî’nin eserleri klasik Türk edebiyatı müellifleri tarafından defalarca tercüme ve şerh edilmiştir. Molla Câmî’nin kaleme aldığı Risâle fî’l-Arûz adlı eser, aruz kaideleri, bahirleri ve vezinleri hakkında bilgi vermektedir. Bu eser, XIX. yüzyıl şair ve şârihlerinden Seyyid Ahmed Sâfî tarafından Câm-ı Muzaffer adıyla şerh edilmiştir. Seyyid Ahmed Sâfî bu eserinde, klasik Türk şiirinin önemli bir konusu olan aruz ilmini çok yönlü olarak ele almış ve Molla Câmî’nin eserini başarılı bir şekilde şerh etmiştir. Bu çalışma iki kısımdan oluşmaktadır: Birinci kısımda Seyyid Ahmed Sâfî’nin hayatı, edebî şahsiyeti ve eserleri hakkında bilgi verilecektir. İkinci kısımda Câm-ı Muzaffer adlı eser, şekil ve muhteva özellikleri açısından incelenecek, şârihin şerh metodu maddeler halinde sıralanacaktır.
When it comes to the historical development of the Arabic science, it is seen that its foundations have been revealed and systematized in Arabic literature. The Arabic literature originated in the Arabic literature, which was later used in the Farsic literature with a number of changes, along with the acceptance of the Islamism by the Pharisees. The Turkish literature was influenced by the influence of Fars literature. The classical Turkish poets have adopted the Persian poem, which has been subjected to some changes rather than the Arab poem. In the history of the history, a number of aristocracy records have been written that provide information about the aristocracy and the patterns of aristocracy. One of these characters is the classical Fars literature alim, poet and mutasavvîf Nureddin Abdurrahman Câmî. It is 1492. The poet, more known as Molla Câmî, is a person who has influenced the Ottoman field with his works. Molla Câmî’s works have been repeatedly translated and honored by the classical Turkish literature. The Qur’an says that the Qur’an is the Qur’an, the Qur’an is the Qur’an, the Qur’an is the Qur’an, the Qur’an is the Qur’an, the Qur’an is the Qur’an, the Qur’an is the Qur’an and the Qur’an is the Qur’an. This is the 19th. The poet and poet of the century, Seyyid Ahmed Sâfî, was honoured by Câm-i Muzaffer. Seyyid Ahmed Sâfî in this work, a major subject of the classical Turkish poetry, addressed the knowledge of aruz in a multi-facet and successfully honored the work of Molla Câmî. This work consists of two parts: in the first part, we will provide information about the life, literary personality and works of Seyyid Ahmed Safi. In the second part, the work, the shape, and the characteristics of the Muzaffer will be studied, and the sheriff method will be classified in materials.
Alan : Eğitim Bilimleri; Güzel Sanatlar; Hukuk; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Makale Detay 
Benzer Makaleler
PDF Görüntüle
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Alıntı Yap
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
