Diğerleri hariç tutulduğunda, demokrasinin en kötü yönetim biçimi olduğuna dair eski bir söz vardır. Başka bir ifadeyle şöyle de söylenebilir: En iyi yönetim biçimi, iyi ve bilge bir lider bulma sorunu dışında, hayırsever ve bilgili bir diktatördür. Demokrasinin güçlü yanları ne olursa olsun, bunlar mutlak olmayıp görecelidirler ve ilgili unsurlara yani yönetilenlere, yönetenlere ve temel kurumlara bağlıdırlar. Siyasi temayûlden bağımsız olarak çoğu insan, en azından yönetimin manivelasını kontrol edebiliyorsa, demokrasi için yüksek umutlar besler. Peki, bunlar kontrolü ele geçirebilseler bile, umut garantili midir? Bir kere rasyonel ve irrasyonel cehâlet, efektif siyaset ihtimalini zayıflatır. Zira medyadaki ideolojik ayrımlar -tüketicilerin onaylama eğilimlerini takip ederek- siyasî bilgi ve bilgelikten daha çok, dogmatizme ve aşiretçiliğe yol açar. İlaveten, demokrasinin refleksif bir savunması ve daha fazla demokrasi için halk desteği, çoğunluğun daha az ekonomik ve bireysel özgürlük üreten yetersiz kurumları savunmasına yol açabilir. Dolayısıyla, daha az demokrasi ve daha çok sınırlı iktidar önerileri, yaşamın siyasallaşmasını ve politik çözümlerin geliştirilmesini sınırlandırabilir.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|