Görüntüleme
15
İndirme
3
Son yıllarda şiddetlenen ekonomik kriz ve durmaksızın artan enflasyon, sermayeyi güçlendirip emeğin payını düşüren büyüme ile birlikte sınıf uçurumunu artıran bir ekonomi karşısında milyonlarca insanın daha fazla işsizliğe ve yoksulluğa düştüğü bir dönemden geçiyoruz. Buna karşılık ülkenin birçok yerinde yükselen işçi direnişleri ve klasik sendikal harekete ilişkin bazı sorunlar işçilerin ve emeğin örgütlenmesinin geleceğine ilişkin soruları yükseltiyor. Bazı direnişlerde kadın işçilerin ön planda olmaları, emek sömürüsünün yanı sıra işyerlerinde maruz kaldıkları taciz, şiddet, mobbing ve ayrımcılığı dile getirmeleri kadın emeğinin örgütlenmesini, patriyarka ve kapitalizme ya da patriyarkal kapitalizme karşı mücadele bağlamında, feministler için ayrıca bir mesele haline getiriyor. Kadın istihdamındaki düşüş, kadınların ağırlıklı olarak güvencesiz, kayıt dışı ve düşük ücretli işlerde yoğunlaşmaları, ücretsiz ev emeğinin hâlâ büyük ölçüde kadınların sorumluluğunda olduğu gerçeği sendikaların erkek egemen yapısı ve kadın işçileri örgütlemedeki isteksizleri ile birlikte düşünüldüğünde, kadın emeği marjinalleştirilmeye devam ediyor. Türkiye’de feminist hareketin kadın emeğinin kavramsallaştırılması, politize edilmesi ve örgütlenmesi üzerine uzun yıllara dayanan bir birikimi olsa da bunun sistematik ve bütünlüklü bir politikaya dönüştüğünü söylemek güç. Oysa feminist hareketin kadınlar için ücretli çalışmada eşit pay, güvenceli ve tam zamanlı işler, bakım emeği sorumluluklarını omuzlarından alacak sosyal politika önerileri geliştirirken, kadınların ücretli çalışmada karşılaştıkları sorunlara ve kadın emeğinin örgütlenmesine dair bir politika geliştirmesine her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Bu çalışma, son yıllarda oluşan yeni eğilimleri ve uzun süreli sorunları birlikte düşünerek feminist hareket içinde kadın emeğinin örgütlenmesi konusundaki açmazları, olasılık ve potansiyelleri tartışmanın yanı sıra, sendikalarda kadın politikalarının feminist bir perspektifi içermesi gerektiği düşüncesinden hareketle, feminist hareketin emek hareketi ve sendikalar ile ilişkisine dair bir çerçeve sunmayı amaçlıyor.
We are going through a period in which millions of people fall into more unemployment and poverty in the face of a economy that has increased the economic crisis in recent years and continuously increased inflation, with growth that strengthens the capital and decreases the share of labour. In contrast, the rising workers’ resistance in many parts of the country and some issues related to the classical trade union movement raise questions about the future of workers and the organization of labor. In some resistance, women’s workers are in the forefront, expression of the harassment, violence, harassment and discrimination they are exposed to in the workplace, as well as of labour exploitation, makes the organization of women’s labour, in the context of the fight against patriarchy and capitalism or patriarchal capitalism, a matter for the feminists. The decline in women’s employment, the concentration of women mainly unsafe, unregistered and low-paid jobs, the fact that free household work is still largely in the responsibility of women, along with the masculine dominant structure of the trade unions and the unwillingness of women’s workers in the organization, women’s labour continues to be marginalized. Although the feminist movement in Turkey has been an accumulation of many years of knowledge on the conceptualization, politization and organization of women’s labour, it is difficult to say that it has become a systematic and integrated policy. However, the feminist movement develops proposals of social policy that will take equal share, secure and full-time jobs for women in wage work, while women are more than ever in need of developing a policy on wage work and organizing women’s work. This study aims to bring together the new trends and long-term issues that have occurred in recent years, and discuss the discontinuities, possibilities and potential of women’s labour in the feminist movement, and the idea that women’s policies in trade unions should contain a feminist perspective, to provide a framework on the relationship of the feminist movement with the labour movement and the trade unions.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Makale Detay 
Benzer Makaleler
PDF Görüntüle
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Alıntı Yap
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
