Her bilim dalında olduğu gibi psikoloji de yıldan yıla gelişim göstermiş ve yeni kuramların ortaya çıkmasıyla kullanılan terapötik yöntemler derinlik kazanmıştır. Önceleri sadece aynı ortamda ve yüz yüze gerçekleşen psikoterapiler, günümüzde online platformlarda oldukça sık kullanılmaktadır. Çevrimiçi psikoterapi olarak ifade edilen bu yöntem, hem psikolog hem de danışan için yüz yüze psikoterapilere kıyasla sağladığı birçok avantaj bakımından öne çıkmaktadır. Bu durumun aynı zamanda terapinin sürekliliğine de katkı sağladığı bilinmektedir. Günümüzde olan ve gelecekte var olabilecek teknolojilerin psikoterapi alanına nasıl yansıdığını öngörmeye ve sürecin etik ilkelere uygun olup olmadığını teorik açıdan inceleyen bu çalışma, internet tabanlı teknoloji, giyilebilir teknoloji ve yapay zekayı baz alarak gerçekleştirilmiştir. Literatür incelendiğinde çalışmalar geleneksel uygulamaların hakimiyetini sürdürmesi beraberinde, internet tabanlı ve giyilebilir teknolojilerin psikoterapi alanına etkisinin yüksek olduğu görülmüştür. Derin öğrenmeye sahip bir yapay zekâ var olmasa da oluşturulan insansı robotlar duygularımızı ve tercihlerimizi harekete geçirecek gibi görünmektedir. Araştırmalarda elde edilen sonuçlara göre çevrimiçi ortamda yapılan psikoterapiler etik bir risk barındırmamakla birlikte yetersiz kalabilmektedir. Diğer taraftan çevrimiçi psikoterapilerin, terapiye ulaşımın zor olduğu durumlarda ve bazı kişiler için olumlu algılanması sebebiyle kullanılabilirliği yüksek görünmektedir. Teknolojinin yeni dalları olan giyilebilir teknolojilerin de psikoterapiye faydalı şekilde entegre edilebileceği çalışmalarla gösterilmiştir. Her durumda etik kurallar çerçevesinde risklerin hesaplanması, terapist ve danışan ilişkisinin koruması psikoterapinin ilkeleri bakımından yararlı olacaktır.
Her bilim dalında olduğu gibi psikoloji de yıldan yıla gelişim göstermiş ve yeni kuramların ortaya çıkmasıyla kullanılan terapötik yöntemler derinlik kazanmıştır. Önceleri sadece aynı ortamda ve yüz yüze gerçekleşen psikoterapiler, günümüzde online platformlarda oldukça sık kullanılmaktadır. Çevrimiçi psikoterapi olarak ifade edilen bu yöntem, hem psikolog hem de danışan için yüz yüze psikoterapilere kıyasla sağladığı birçok avantaj bakımından öne çıkmaktadır. Bu durumun aynı zamanda terapinin sürekliliğine de katkı sağladığı bilinmektedir. Günümüzde olan ve gelecekte var olabilecek teknolojilerin psikoterapi alanına nasıl yansıdığını öngörmeye ve sürecin etik ilkelere uygun olup olmadığını teorik açıdan inceleyen bu çalışma, internet tabanlı teknoloji, giyilebilir teknoloji ve yapay zekayı baz alarak gerçekleştirilmiştir. Literatür incelendiğinde çalışmalar geleneksel uygulamaların hakimiyetini sürdürmesi beraberinde, internet tabanlı ve giyilebilir teknolojilerin psikoterapi alanına etkisinin yüksek olduğu görülmüştür. Derin öğrenmeye sahip bir yapay zekâ var olmasa da oluşturulan insansı robotlar duygularımızı ve tercihlerimizi harekete geçirecek gibi görünmektedir. Araştırmalarda elde edilen sonuçlara göre çevrimiçi ortamda yapılan psikoterapiler etik bir risk barındırmamakla birlikte yetersiz kalabilmektedir. Diğer taraftan çevrimiçi psikoterapilerin, terapiye ulaşımın zor olduğu durumlarda ve bazı kişiler için olumlu algılanması sebebiyle kullanılabilirliği yüksek görünmektedir. Teknolojinin yeni dalları olan giyilebilir teknolojilerin de psikoterapiye faydalı şekilde entegre edilebileceği çalışmalarla gösterilmiştir. Her durumda etik kurallar çerçevesinde risklerin hesaplanması, terapist ve danışan ilişkisinin koruması psikoterapinin ilkeleri bakımından yararlı olacaktır.
As in all sciences, psychology has evolved from year to year, and therapeutic methods used with the emergence of new theories have gained depth. Psychotherapies that first only occurred in the same environment and face-to-face are nowadays quite commonly used on the online platforms. This method, expressed as online psychotherapy, stands out in many aspects of the benefits it provides for both a psychologist and a consultant compared to face-to-face psychotherapy. It is also known that this situation contributes to the continuity of therapy. This study, which is theoretically examining how current and future technologies reflect the field of psychotherapy and whether the process is in accordance with ethical principles, is based on internet-based technology, wearable technology and artificial intelligence. When literature is studied, studies continue to dominate traditional practices, the internet-based and wearable technologies have a high impact on the field of psychotherapy. Although there is no artificial intelligence with deep learning, human robots appear to move our feelings and preferences. According to the results of the research, psychotherapies in the online environment may be insufficient, although they do not carry an ethical risk. On the other hand, the availability of online psychotherapies appears high in cases where it is difficult to transport to therapy and due to its positive perception for some people. The new branches of technology have been shown by studies that wearable technologies can also be beneficially integrated into psychotherapy. In any case, the calculation of the risks in the framework of the ethical rules, the preservation of the relationship between the therapist and the consultant will be beneficial in terms of the principles of psychotherapy.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|