MÖ 6. Yüzyılda Hindistan’ın Ganj nehri yakınlarındaki Magadha bölgesinde Buda’nın önderliğinde ortaya çıkan Budizm, ticaret yolları (İpek ve Baharat yolu) aracılığıyla Afganistan ve İran yönünde yayılarak Çin’e kadar ulaşmıştır. Uygurlar da dâhil olmak üzere pek çok Türk topluluğu tarafından benimsenen Budizm ile Türkler MS 4. yüzyılda tanışmış, 9. ve 10 yüzyıllarda iyice benimsemişlerdir. Göçebe bir toplum olarak yaşayan Türkler, Uygurlarla birlikte yerleşik hayata geçmiş ve bunda tanıştıkları farklı dinlerin etkisi olmuştur. Bu etkileşimin sonuçları doğal olarak mimari alanda da kendisini göstermiştir. Bu çalışmada, Türklerin Budizm dini ile tanıştıktan sonra mimaride özellikle medrese yapılarında meydana gelen etkileşim ve değişimler üzerinde durulmuştur.
by 6. In the century, Buddhism, which emerged under the leadership of the Buddha in the Magadha region near the Ganj River of India, reached China through trade routes (Silk and Spray Road) spreading toward Afghanistan and Iran. The Buddhism and the Turks, adopted by many Turkish communities, including Uyghurs, met in the 4th century BC, and well adopted in the 9th and 10th centuries. The Turks, who live as a migratory society, have entered a settled life with the Uighurs and have been influenced by the different religions they met in. The results of this interaction naturally showed itself in the architectural field. This study focuses on the interactions and changes that occur in the architecture, especially in the medrese structures, after the Turkish met with the Buddhism religion.
Alan : Fen Bilimleri ve Matematik; Mimarlık, Planlama ve Tasarım; Mühendislik
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|