Atıf Sayısı
2
Görüntüleme
30
İndirme
1
Toplumlar farklı zaman-mekânlarda birçok örgütlenme şekli deneyimlemişlerdir. ‘Millet’ de bunlardan biri ve en sonuncusudur. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren küresel ölçekte hızla yayılan ulus devlet bugün dünyanın baskın siyasi örgütlenme birimi, milliyetçilik ise toplumların milletler ekseninde örgütlenmesi gerektiği iddiasındaki bir siyasal doktrin olagelmiştir. Bugün hepimiz ulus devletin her bir yurttaşının milliyetçilik içgüdüsüyle doğduğunu düşünsek de tarihsel pratikler bunun bir yanılgı olduğunu ispatlar niteliktedir. Ancak bir toplumsal düzen içinde ‘biz’ ve ‘onlar’ düşüncesi nasıl oluşmaktadır? Siyasi bir erke duyulan sadakat bağı feodal toplumlara özgü bizlik kolektivitesini oluşturmaktadır. Bugün anladığımız anlamda milletler ise bu tür bir kolektivitenin daha büyük ve karmaşık formunu temsil eder. Bu aidiyet duygusuna dayalı kimlik biçiminin ortaya çıkışı ise tarihsel deneyim içinde oldukça yeni bir gelişmedir. Çalışmanın amacı, ulusal toplumların oluşumu, ulusa dair bilinç ve onun siyaset bilimindeki karşılığı olan milliyetçi ideolojinin gelişimi, bu süreç içerisinde kültürel ve siyasal değişkenlerin rolünü ve ağırlığını saptamaktır. Bu hedef dönemselleştirilmesi hiç de kolay olmayan bir dizi karmaşık sürecin izlenmesini gerektirmektedir. Bu nedenle Edward Hallet Carr’ın “Milliyetçilik ve Sonrası” isimli çalışmasında kullandığı dönemselleştirme takip edilerek Carr’ın 1950’li yıllara kadar gerçekleştirmiş olduğu üç dönemli analiz günümüze değin genişletilerek milliyetçiliğin tarihi dört dönemde irdelenecektir.
Societies have experienced many forms of organization in different time-spaces. It is one of them and the last one. Since the second half of the twentieth century, the nation state, which has spread rapidly globally, has become today the dominant political organization unit of the world, and nationalism is a political doctrine that states that societies should be organized in the axis of nations. Today we all think that the national state is born with the nationalist instinct of every citizen, but historical practices are proof that this is a mistake. But how does the thought of ‘we’ and ‘they’ form within a social order? The loyalty bond of a political man constitutes a particular collectivity of self-righteousness to the feudal societies. In the sense we understand today, the nations represent a larger and more complex form of such a collectivity. The appearance of this form of identity based on the feeling of belonging is a very new development in historical experience. The objective of the study is to determine the role and weight of cultural and political variables in this process, the formation of national societies, the awareness of the nation and the development of its nationalist ideology, which is a reward in the political science. This target refinement requires a series of complex processes that are not easy at all to follow. Therefore, following the periodization used by Edward Hallet Carr in his work, “Nationalism and After”, the three-period analysis carried out until the 1950s will be extended to the present day, and the history of nationalism will be extended into four periods.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Makale Detay 
Atıf Yapanlar
Benzer Makaleler
PDF Görüntüle
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
