Yakın dünya tarihinde benzeri görülmemiş bir sağlık krizine yol açan COVID-19 salgını ülkelerin uzun dönemli bakım rejimleri üzerinde ciddi bir baskı oluşturmuş yaşlı, engelli ve bakım gereksinimi duyan tüm bireyleri refah sistemleri içinde daha da kırılgan hale getirmiştir. Özellikle, Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde uzun dönemli bakım kurumlarında gerçekleşen ölümlerin tüm COVID-19 ölümlerinin neredeyse yarısını oluşturması, uzun dönemli bakım politikalarını ve kurumlarını tekrar tartışmaya açmıştır. Türkiye yüzde 4’lük oranıyla uzun dönemli bakım kurumlarında gerçekleşen COVID-19’a bağlı ölüm oranının düşük sayıldığı ülkeler arasındadır. Ancak, Türkiye’de yaşlı nüfus ağırlıklı olarak kurum bakımı dışında aile temelli bakım almaktadır ve salgının ilk dönemlerinde uzun dönemli bakım kurumları dışında ölümlerin çoğunluğunu 65 yaş üstü bireyler oluşturmuştur. Makale, Türkiye’deki COVID-19 salgınının uzun dönemli bakım alanı üzerindeki etkisini Türkiye’nin aile temelli bakım rejimini temel alarak tartışmaktadır. Türkiye yaşlı nüfusunu korumak için uzun soluklu karantina önlemleri hayata geçirmiştir. Bu önlemler, COVID-19 salgınına yönelik birbirini izleyen dört dönem içinden tartışılmaktadır. Makalede ortaya konduğu üzere, uzun dönemli bakım alanında farklı aşama ve düzeylerde geliştirilen bu önlemler aileyi temel alan uzun dönemli bakım politikaları üzerine inşa edilmiştir. Salgının bir sonucu olarak öncelikli hale gelen uzun dönemli bakım rejiminin geleceği, alan yazınında ortaya konan tartışmalar ile paralellik göstermektedir.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|