Dünyanın bir çok yerinde görülen en önemli çevre sorunlarından birisi de toprak erozyonudur. Kastamonu il sınırları içerisinde yer alan İnebolu havzasında yapılan bu çalışmanın amacı ICONA modeli kullanarak havzanın erozyon risk dağılım haritalarının oluşturulmasıdır. Model yedi aşamadan oluşmaktadır. Bu aşamaların ana parametreleri eğim, jeoloji, arazi kullanımı arazi örtü verileridir. İlk olarak sayısal yükselti modeli (DEM) kullanılarak eğim haritası oluşturulmuştur. Eğim katmanı ve jeoloji katmanının analizi sonucunda potansiyel erozyon risk haritası yapılmıştır. Bu işlem sonucuna göre, havzanın potansiyel erozyon risk sıralaması %2.2 (düşük), %4.4 (orta), %20.1 (orta yüksek), %34.1 (yüksek) ve %39.2 (çok yüksek) olarak belirlenmiştir. Spot uydu görüntüsü kullanılarak alana ait bitki arazi örtüsü ve arazi kullanım haritaları oluşturulmuştur. Oluşturulan bu katmanların birleştirilmesi sonucu toprak koruma katmanı üretilmiş üretilen bu katman ile de potansiyel erozyon risk haritası sorgulaması sonucu alanın erozyon risk haritası oluşturulmuştur. Oluşturulan bu haritaya göre, çalışma alanının %52.9’u yüksek ve çok yüksek erozyon risk duyarlılığına sahiptir. Diğer taraftan, alanın %34.5’i düşük ve çok düşük erozyon riskine sahiptir. Alanın sadece %12.5 i orta seviyede erozyon riskine sahiptir. Ayrıca bu çalışma CBS ve UA tekniklerinin toprak erozyon risk belirleme çalışmalarında önemli rol oynadıklarını da göstermiştir.
One of the most important environmental problems seen in many parts of the world is soil erosion. The purpose of this work in the Inebolu basin located within the Kastamonu province is to create maps of the basin’s erosion risk distribution using the ICONA model. The model consists of seven stages. The main parameters of these stages are land covering data of inclination, geology, land use. First, a curve map was created using the numerical rise model (DEM). As a result of the analysis of the shell and geological layer, a potential erosion risk map was made. According to this process, the potential erosion risk ranking of the pool was determined as 2.2% (low), 4.4% (mediate), 20.1% (mediate high), 34.1% (high) and 39.2% (very high). Spot satellite image is created using the area's plant land cover and land use maps. As a result of the combination of these layers created the soil protection layer produced with this layer produced also the potential erosion risk map query resulted in the erosion risk map of the area created. According to this map, 52.9% of the work area has a high and very high risk of erosion sensitivity. On the other hand, 34.5% of the area has a low and very low risk of erosion. Only 12.5% of the area has an average level of risk of erosion. This study also showed that CBS and UA techniques have played an important role in land erosion risk determination studies.
Alan : Ziraat, Orman ve Su Ürünleri
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|