Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
  Atıf Sayısı 28
 Görüntüleme 1.090
 İndirme 74
Çevre Sorunlarına Eğitimle Farkındalık Oluşturma
2018
Dergi:  
Journal of Awareness
Yazar:  
Özet:

Çevre denildiğinde genelde canlıların içinde yaşadığı ortam ve koşullar kastedilmektedir. Genel olarak çevresel ortamı canlı ve cansız varlıklar oluşturmaktadır. Çevrenin canlı varlıkları insan, hayvan, bitki ve mikroorganizmalar; cansız varlıkları ise hava, su, toprak, sıcaklık, ısı, nem ve ışık gibi unsurlar oluşturmaktadır. Çevre sorunları, genelde insanların sonradan oluşturduğu çevrenin doğal çevreye etkileri ve yapay çevrede meydana gelen olumsuzluklar şeklinde belirtilebilir. Bu bağlamda, insan kaynaklı çevre sorunlarının nedenlerine bakıldığında temelde, insan merkezli doğa anlayışının, sanayileşmenin, kentleşmenin, nüfus artışının, turizmin ve sanayi devriminden sonra tüketim toplumunun ürünü olan yeni tüketim alışkanlıklarının olduğu görülmektedir. Sanayi devrimine kadar insanlar çevre ile uyumlu ve çevreyle barışık bir şekilde yaşıyorlardı. Bu nedenle Sanayi Devriminden önce ortaya çıkan çevre sorunları tabiatın kendi kendini yenileyebilmesi özelliği sayesinde insanlık için sorun teşkil etmeden kendiliğinden çözebiliyordu. Aydınlanma Felsefesinden önceki dünya görüşü olan Ortaçağ’ın Organik Dünya Görüşü, akla ve insani değerlere dayalı olup, bilginin amacı tabiat olaylarını açıklamaktan ibaret olmuştur. Organik dünya görüşü, insanı doğanın parçası olarak gören bir anlayış bağlamında şekillenmiştir. Ancak organik dünya görüşü, 17. Yüzyılda yerini mekanik dünya görüşüne bıraktı. Bu anlayışın kökenleri, Bacon, Descartes, Newton ve Galileo’ya kadar götürülebilir. Bu düşünürlerin geliştirdikleri metotlar “Bilimsel Devrim” adını almıştır. Bilimsel Devrim, organik görüşün sahip olduğu kutsallıktan uzaklaşarak doğanın bir makine haline gelmesine, doğayı insanın kullanımına, sömürüsüne açık bir hale dönüştürmüştür. İnsan yaşamını tehdit eden, doğal dengenin bozulmasına neden olan gelişmeler Aydınlanma Felsefesi ile başlamıştır. Doğa ile uyum yerine doğaya hâkim olma ilkesini benimsemiş olan Aydınlanma Felsefesi ile insanlık bilimsel yönden doğaya egemen olmaya çalışmıştır. Fukuyama bunu şu şekilde ifade etmiştir: Üstün konumu insana, doğaya egemen olma, ondan yararlanma ve onu kendi amaçlarına göre yönlendirme hakkını veriyor. Modern doğa bilimi bunu mümkün kıldı. Burada modern bilimden kastedilen, Aydınlanma felsefesinin getirmiş olduğu rasyonel anlayıştan hareketle oluşturulan Bilimsel Devrim’dir. Sonuçta insan, doğa ile uyumlu yaşamak yerine, doğayla arasındaki ilişkiyi çıkar ilişkisine dönüştürmüştür. İnsan, doğayı kendisine sunulmuş bir armağan olarak görüp, doğayı çıkarları için kullanma hakkını kendisinde görmeye başlamıştır.  İnsanın çevreye olan algısının değişmesine neden olan ve insanı çevre sorunlarının odağı haline getiren bakış açısının temelinde Bacon, Descartes ve Newton gibi bilim insanlarının dile getirdiği ve doğanın insanın emrine sunulmuş ve her türlü tüketilebilecek bir ürünmüş gibi değerlendirilmesini de içeren bu yeni paradigma olmuştur. Sonuçta insan;  doğayı kendi amaçları doğrultusunda sömürüp, doğal kaynakları tüketip, çevreyi mahveden bir “tüketiciye” dönüşmüştür. Aydınlanma  Felsefesiyle bilimsel olarak tabiata üstünlük sağlayan insanoğlu Sanayi Devrimiyle de teknolojik olarak üstünlük sağlamıştır. Teknolojik ilerlemeyiüst seviyede başaran insan, bu başarısını insan-doğa ilişkisini belirlemede gösterememiş, tüketime yönlendirilen ve her şeyin talan edildiği bir toplumsal yapı inşa edilmiştir. Yapılan çalışmalar göstermektedir ki; insanlar günümüzde sanayi devriminde önceki dönmelere göre her yıl yaklaşık bir milyon yıla karşılık gelen fosil yakıt tüketmektedirler. Fosil yakıtların yanmasıyla atmosfere yayılan karbondioksit, iklim değişikliğine neden olurken, yeryüzünün ısınmasında etkili olanönemli sera gazlarına da sebep olmaktadır. Karbondioksidin küresel ısınmadaki payı %53.2, CFC’lerin (klora, flora, karbon) payı %21.4, metanın payı %17.3, azot oksidin payı ise %8.1’dir. Yapılan çalışmalarda Çin %30, ABD %15 ilefazla sera gazı üreten iki ülke konumundadır. Sadece bu iki ülkenin gaz emisyonlar, dünyanın gittikçe ısınması için yeter de artar. Bu gazların bu kadar çok miktarda salınımı devam etikçe, dünyanın ısısı da artmaya devam edecektir. Zira, karbondioksit doğada 50-200 yıl, metan gazı 10 yıl, CFC’ler 150-650 yıl, azot oksitler ise 150- 170 yıl kalmaktadır. Dolayısıyla Sanayi Devrimi sonrası ortaya çıkan ve gün geçtikçe artan çevre sorunları tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Bu tür nedenlerle günümüzde çevre, insanoğlununçok ilgilendiği konulardan biri olmuştur. Çevre sorunlu hale geldiği için bu ilgi etkisini azaltmak yerine güncelliğini koruyarak sürmektedir. Yaşanılan zorluklar, çevreyle ilgilenmeyi, geçici ilgi duymanın ötesine taşımaktadır. Çevre sorunları mikro boyuttan makro boyuta taşınmıştır. Zira küresel ısınma, atmosferin zarar görmesi gibi sadece insanlığı değil, bütün canlı türlerini ve dünya yaşamını yok edecek tehlikeli boyutlara gitmektedir. Aydınlanma Felsefesiyle bilimsel olarak, Sanayi Devrimiyle teknik olarak doğaya üstünlük sağlamış olan insanoğlu durmadan doğayı tahrip etmekte ve çevre sorunlarına neden olacak faaliyetlerine devam etmektedir. Doğayı tahrip eden, çevreyi yaşanmaz hale getiren insanoğlu bilinçlenerek çevre sorunlarını önleyebilir. Çevre sorunlarını önlemek ve var olan çevre sorunlarını gidermek için insanların bu konuda bilinçlenmesinden başka çıkar yol görünmemektedir. Çevre bir insan hakkıdır ama insanların çoğu bu hakkının yerine getirilip getirilmemesini farkında değildir. İnsanoğlu çevre sorunları karşısında bir çıkmaz ve büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır. Onu bu çıkmazdan kurtaracak olan da onun bilinçlenmesi ve eğitim yoluyla olayların farkında olmasıdır. Bir konuda bilinçlenmek, sorumlu davranmak ve zararlı davranışlardan kaçınmak için yapılması gereken ne iyi yol eğitimle farkındalık oluşturmaktır. Bu çalışma, çevre sorunlarının giderilmesi, yeni çevre sorunlarının ortaya çıkmasının önlenmesi ve insanların sorumlu davranması için eğitimle farkındalık oluşturmak amacıyla yapılmaktadır.   

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Dikkat!
Yayınların atıflarını görmek için Sobiad'a Üye Bir Üniversite Ağından erişim sağlamalısınız. Kurumuzun Sobiad'a üye olması için Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı ile iletişim kurabilirsiniz.
Kampüs Dışı Erişim
Eğer Sobiad Abonesi bir kuruma bağlıysanız kurum dışı erişim için Giriş Yap Panelini kullanabilirsiniz. Kurumsal E-Mail adresiniz ile kolayca üye olup giriş yapabilirsiniz.
Journal of Awareness

Alan :   Eğitim Bilimleri; Fen Bilimleri ve Matematik; Güzel Sanatlar; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 409
Atıf : 766
© 2015-2024 Sobiad Atıf Dizini