Bütün varoluşçu filozoflar gibi, bireyi merkeze alan Sartre, bireyin kendi özünü oluşturma sürecinde Kierkegaard’tan ayrılır. Sartre’ın bireyi, bu dünyaya atılmış olduğundan, kendi başınadır. Bu yüzden kendi özüyle ilgili her şeyi, kendine dayanmaktadır. Bunun getirdiği ağır sorumluluk altında ezilen birey, varolduğu andan itibaren bulantı duygusuyla karşılaşmaktadır. Kierkegaard’ın düşüncesi, irrasyonel, varoluşçu ve bireycidir. Kierkegaard’a göre, varoluşçuluk, bizzat somut olan insanın yaşamıdır. Kierkegaard, varoluş düşüncesinde insana odaklanarak, insanın kendi özünü, özgür seçimleri ile ortaya koyduğunu ileri sürer. İnsan kendini gerçek anlamda Tanrı’ya yönelerek inanç vasıtasıyla gerçekleştirebilir. Bu makalede, J.P.Sartre ve S. Kierkegaard’ın varoluşçuluk üzerine düşünceleri karşılaştırmalı bir biçimde ortaya konmaya çalışılmıştır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Güzel Sanatlar; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|