Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 48
 İndirme 6
An empirical investigation of attiribution for success and failure
2014
Dergi:  
Research Journal of Business and Management
Yazar:  
Özet:

Çalışmanın  amacı,  cinsiyet,  kişilik  ve  tanışıklık  durumunun  atfetme  üzerinde  farklılaşmaya  neden   olup   olmadığının   ve   temel   atfetme   hatası   ve   kendine   hizmet   eden   yükleme  yanlılığının   gerçekleşip   gerçekleşmediğinin   tespit   edilmesidir.   Amacın   gerçekleştirilmesi  için   görgül   bir   çalışma   yapılmıştır.   Araştırmada   maksatlı   örnekleme   kullanılmış   olup,  gönüllülük   esasına   bağlı   olarak   katılan   toplam   52   öğrenci   üzerinde   yürütülmüştür.  Öğrencilerin  seçilmesi  sürecinde  öncelikle  kişilik  tipi  tespitine  yönelik  anket  uygulanmıştır.  Kişilik  tipi,  cinsiyet  farklılıkları  ve  tanışıklık  durumları  dikkate  alınarak  daha  sonraki  süreçte  ikili   kombinasyonlar   oluşturulmuş   ve   toplam   26   grupla   çalışma   gerçekleştirilmiştir.  Yapılan  analizler  sonucunda  temel  atfetme  hatasının  yapıldığı;  kişilerin  başarıyı  daha  çok  içsel  nedenlere  yükledikleri  tespit  edilmiştir.  Başarısız  olunan  çalışmaya  yönelik  analizler  değerlendirildiğinde   kişilerin   kendine   hizmet   eden   yükleme   yanlılığına   düştükleri;   bu  durumu   işin   güçlüğüne   atfettikleri   görülmüştür.   Değerlendirmeler   sonucunda   kişilik   ve  tanışıklık   durumlarının   atfetmede   herhangi   bir   farka   neden   olmadığı   fakat   cinsiyetin  başarısızlık   sonucu   ve   atfetme   faktörleri   açısından   farklılıklara   neden   olduğu   tespit  edilmiştir.     *  Bu  çalışma  13.  Ulusal  İşletmecilik  Kongresi'nde  sunulmuştur.  Year: 2014 Volume: 1 Issue: 3 1.  GİRİŞ  İnsanlar,   tüm   yaşamları   boyunca   bir   şeyleri   gerçekleştirmeye   çabalamaktadırlar.   Ancak  tüm   çabalar   her   zaman   başarıyla   sonuçlanmamaktadır.   Elde   edilen   başarı   ya   da  başarısızlıklara   ilişkin   deneyimler   ve   gözlemler,   bir   döngü   halinde   bireyin   hem   kendisine  hem   de   çevresindekilere   ilişkin   algılamasını   etkilemeye   devam   etmekte,   sonraki  davranışlarına,  motivasyonuna  ve  çabasına  şekil  vermektedir  (Schoeneman  ve  Curry,  1990;  Mori,   vd.   2010).   Kişiler,   kendileri   ile   birlikte   çevrelerindeki   kişilerin   davranışlarını   da  anlamaya   çalışmaktadırlar.   Bu   değerlendirmelere   göre   tutum   oluştururlar   ve   gelecekteki  davranışlarını   bunlara   göre   şekillendirmeye   çalışırlar.   Bu   süreçte   kişilerin   başarılarının   ve  başarısızlıklarının  nedensel  kaynakları,  kişi  ile  ilgili  yapılan  yargılamalara  bağlıdır.  Bu  süreç  insanların   olduğu   her   alanı   ve   bu   alanlarda   gerçekleşen   tüm   ilişkileri   etkilemektedir.  İlişkiler   (örneğin,   işyerlerinde   işgören-­‐işgören,   işgören-­‐yönetici,   okullarda   öğrenci-­‐öğretmen   ilişkileri   gibi)   kişilerin   davranışlarının   gözlenmesi   ve   bunlara   ilişkin   genel  kanaatlerin   oluşması   sonucu   şekillenmekte   ve   davranışa   yönelik   referans   noktaları  oluşmaktadır.   Bu   noktada   kompleks   bir   yapıya   sahip   olan   ve   üzerinde   birçok   faktörün  etkisinin   olduğu   atfetme   süreci   işlemeye   başlar.   Süreci   etkileyen   faktörlerden   bazıları;  kişilerin  sahip  olduğu  kişilik  tipi,  tanışıklık  durumu  ve  cinsiyet  farklılıklarıdır.  Kişilerin  bu  üç  değişkene  bağlı  olarak  davranışların  nedenlerini  açıklamakta  kullandığı  atfetmenin  yapısal  özelliklerini  anlamak,  atfetme  sürecini  ve  sonuçlarını  anlamada  yol  gösterici  olacaktır.  2.  LİTERATÜR  2.1.  Atfetme  Kuramı  Her   bireyin   başarı   ve   başarısızlık   durumunu   açıklamak   için   kullandığı   neden   farklı  olabilmektedir.   Bireylerin   "niçin"   şeklinde   sorgulamaları   ve   farklı   durumlar   için   farklı  nedenleri   kullanmaları   atfetme   kuramının   geliştirilmesini   sağlamıştır.   Atfetme   kuramı   ilk  kez   Heider’in   "Kişilerarası   İlişkilerin   Psikolojisi"   kitabında   yer   almış   ve   insanların   naif  psikolojisi   değerlendirmesi   ile   kuramın   temelleri   atılmıştır   (Fatemi   ve   Asghari,   2012).  Atfetme  kuramı  çoğunlukla,  algılanan  insanların  kendi  başarıları  ve  başarısızlıkları  ile  ilgili  açıklama   eğilimlerini   değerlendirmektedir   (Fatemi,   vd.,   2012).   Bernard   Weiner,   kişilerin  başarı  ya  da  başarısızlıklarını  atfettikleri  faktörleri  inceleyerek  atfetme  kuramında  önemli  bir  rol  oynamıştır  (Fatemi  ve  Asghari,  2012).  Weiner  (2010),  bireylerin  başarıya  nedenler  yüklerken  üç  performans  boyutunu  göz  önüne  aldığını  savunmuştur.  Bunlar;  odak  noktası,  kalıcılık  ve  kontrol  edilebilirlik.  Odak  noktası,  nedenin  bireyle  alakalı  ya  da  bireyin  dışındaki  şeylerden   kaynaklanıyor   olması   ile   ilgilidir   (Willner   ve   Smith,   2008).   Kalıcılık   boyutu,  nedenin   zaman   içinde   istikrarlı   ve   sabit   olması   veya   değişken   ve   istikrarsız   olmasını  belirtmektedir.    Bu  durumda  yetenek  sabitken,  çaba  zaman  içerisinde  değişen  bir  durum  olarak   görülür.   Son   olarak   kontrol   edilebilirlik   ise,   kişinin   neden   üzerinde   ne   kadar  kontrolünün  olduğunu  ifade  etmektedir  (Mori,  vd.,  2010;  Gobel,  2011).    Bu  modele  göre  bireyler,  öncelikle  bir  kişinin  başarılı  olup  olmadığını  değerlendirir  ve  buna  göre  olumlu  ya  da  olumsuz  duygu  hissederler.  Daha  sonra  performansa  bir  neden  yüklerler  ve  bu  yükleme  tarzı  gelecekteki  davranışları  etkileyecek  duyguların  oluşmasına  neden  olur  (Hogg   ve   Vaughan,   2006).   Weiner’a   göre   kişiler   başarı   veya   başarısızlığı   değerlendirirken  dört  faktör  kullanırlar:  yetenek,  çaba,  şans  ve  işin  güçlük  derecesi  (Aşan  ve  Aydın,  2006).  Genellikle   öğrenciler   ve   öğretmenlerin   başarı   ya   da   başarısızlığa   nedensellik   yüklemeleri  konusunda   yapılan   araştırmalarda,   benzer   etmenlerin   (diğerlerine   ek   olarak   başkalarının  etkisi,   ilgiler,   görev   ve   o   anki   ruh   hali   gibi)   değerlendirmeye   alındığı   görülmektedir  (Weiner,   1985).   Örneğin,   Struthers   vd.   (2001)   yaptıkları   çalışmada   yetenek   ve   çaba  boyutunu   kullanmışlardır.   Frieze   (1976)   öğrenciler   üzerinde   yaptığı   çalışmada   baskın  atfetme  kriterleri  olarak  çaba,  yetenek,  şans  ve  diğer  kişileri  kullanmıştır.  Burger  vd.,’nin  (1982)  yaptıkları  çalışmada  ise  yetenek,  o  anki  çaba,  dikkat  ve  istikrarlı  çaba  kullanılmıştır.  Atfetme  konusunda  derinlemesine  analizler  sonucunda  genel  olarak  insanların  diğerleriyle  ilgili   durumların   nedenlerine   kişisel   ya   da   içsel   atıflarda   bulundukları,   kendileriyle   ilgili  durumların   nedenlerine   ise   durumsal   ya   da   dışsal   atıflarda   bulunma   eğilimi   gösterdikleri  tespit  edilmiştir  (Keaveney,  2008).  Spesifik  olarak  kişi  kendi  başarısını,  yüksek  yetenek  ve  çok   çalışmaya   yüklerken,   hatayı   ise   düşük   yetenek   ve   tecrübe   eksikliğine   atfetmektedir  (Weiner,   1985).   Walster   (1966)   yaptığı   çalışmada   kendini   koruma   atfetmelerinden  bahsetmiş   ve   kişilerin   hatalı   olaylarda   kendi   sorumluluklarının   etkisini   en   az   seviyede  gösterme  ya  da  bunu  inkar  etme  eğilimi  gösterdiklerini  savunmuştur.  Bu  durum  literatürde  kendine   hizmet   eden   yükleme   yanlılığı   (self-­‐serving   attributional   bias)   olarak   ifade  edilmektedir  (Barrowclough  ve  Hooley,  2003).  Gözlemcinin  davranışın  nedenini  daha  çok  kişi   özelliklerine   yüklemesi   literatürde   temel   atfetme   hatası   (fundamental   attribution  error)   olarak   ifade   edilmektedir   (Robbins,   2000).   Konuya   ilişkin   bir   çalışmada   işyerinde  genellikle   düşük   performans   gösterildiği   durumlarda,   çalışanların   bunu   dışsal   nedenlere  atfettiği,   liderin   ise   bu   davranışı   çalışanlara   dair   içsel   nedenlere   atfettiği   tespit   edilmiştir  (Green  ve  Mitchell  1979;  Jones  ve  Nisbett,  1971).  2.2.  Kişilik  Birçok  farklı  olgunun  etkisiyle  gelişen  kişiliğin  çözümlenmesi  oldukça  zordur.  Ancak  en  çok  kullanılan  kişilik  tanımlaması,  Gordon  Allport  tarafından  yapılmıştır.  Bu  tanımlamaya  göre  kişilik,   “Çevresine   uyum   sağlarken   kendisine   has   düzenlemeleri   belirleyen   psikolojik   ve  fiziksel   sistemlerin   sahibi   olan   bireyin   içindeki   dinamik   organizasyondur”   (Robbins   ve  Judge,  2012).  Daha  dolaysız  ve  basit  bir  tanımlamayla  kişilik,  “Bireyin  belirgin,  değişmeyen  ve   tutarlı   olan   özelliklerinin   tümüdür”   (Özkalp   ve   Kırel,   2005).   Kişiliğin   analizi   için  geliştirilmiş  çalışmalara  yönelik  alan  taramaları  yapıldığında  farklı  kişilik  sınıflamalarının  (S.  Freud’un  Kişilik  Kuramı,  E.  Berne’nin  Kişilik  Kuramı,  C.  Jung’un  Kişilik  Kuramı,  K.  Horney’in  Kişilik   Kuramı,   A.   Adler’in   Kişilik   Kuramı,   M.   Friedman   ve   R.H.   Roseman’ın   A   ve   B   Kişilik  Tipleri  gibi)  oluşturulduğu  görülmektedir  (Tokat,  vd.,  2013).  A  tipi  davranış  kalıplarının  kökeni  Friedman  ve  Rosenman’ın  1950’lerde  gerçekleştirdikleri  gözlemler  sonucunda  yaptıkları  davranış  tanımlamalarına  dayanmaktadır  (Sutil,  vd.,  1998).  Zamana  karşı  yarışmak,  başarı  yönelimli  olmak,  hızlı  çalışmak  ve  hızlı  konuşmak,  aynı  anda  birkaç  işi  birden  yapmak,  sabırsız  ve  öfkeli  olmak,  beklemeye  tahammül  edememek  ve  bu  nedenle   karşısındakinin   sözünü   kesmeye   eğilimli   olmak   gibi   tipik   özellikler   A   tipi  davranışları  oluşturmaktadır  (Batıgün  ve  Şahin,  2006).  Daha  önce  yapılan  çalışmalar  A  tipi  davranışlar   ile   performans   endeksleri   arasında   pozitif   bir   ilişki   olduğunu   ortaya  koymuşlardır  (Bluen,  vd.,  1990).  Performansın  öngörülmesi  bakımından  değerlendirildiğinde   A   tipleri   için,   çok   daha   az   zamanda   nicelik   olarak   çok   daha   fazlayı  başarma   tutkusunun,   daha   yüksek   performans   ve   daha   büyük   kariyer   başarısı   ile  sonuçlanacağına  inanılmaktadır  (Barling  ve  Charbonneau,  1992).

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler




Research Journal of Business and Management

Alan :   Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 285
Atıf : 228
Research Journal of Business and Management