Ontolojik güven(siz)lik kavramı son yıllarda güvenlik çalışmalarına dahil edilmiş ve popülerlik kazanmıştır. Bireyler ve devletler içgüdüsel olarak fiziksel güvenliklerini sağlamaya çalışırlar, ancak varlığın istikrarının ve güvenliğinin garanti edilemeyeceği bir ortamda kendilerini tamamen güvende hissetmezler. Belirsizlik ortamında devletler ve bireyler güven duygusu oluşturmak için anlatılar, alışkanlıklar ve rutinler yoluyla ontolojik güvenliğe ulaşma arayışındadırlar. Bu bağlamda, bu makale temel bir soruyu yanıtlamaya çalışmaktadır: AB'nin adadaki Türk ve Rum toplulukları arasındaki güvenlik ikilemlerini çözmedeki başarısızlığı göz önüne alındığında, devam eden Kıbrıs ihtilafı ontolojik güven(siz)lik üzerinden nasıl açıklanabilir? Makalenin bulguları mevcut literatüre katkıda bulunacak ve devam eden çatışmalarda ontolojik güvenliğin rolüne ilişkin yeni tartışmalara yol açacaktır.
Ontological (in)security concept has been recently introduced to the security studies and qained popularity. Individuals and states instinctively pursue their physical security, but they never feel completely safe in an environment which stability and security of self’s existence cannot be guaranteed. They’re in a search for attaining ontological security through narratives, habits, and routines to generate a sense of trust in an uncertainty environment. In this regard, this article tries to answer a key question: how ongoing Cyprus conflict be explained through ontological (in)security considering the EU’s failure to unravel security dilemmas between Turkish and Greek communities on the island? The findings of the article will contribute to the existing literature and open up new debates concerning the role of ontological (in)security in ongoing conflicts
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|