Özet:

AMAÇ: Travmatik penetran diyafram rüptürleri TPDR klinik ve radyolojik olarak tanısı zor konulabilen yüksek morbidite ve mortalite ile seyredebilen nadir bir durumdur. Bu çalışmanın amacı, 6 yıllık vakalarımızın retrospektif analizinden çıkan verilerle travmatik penetran diyafram rüptürleri konusunda deneyimlerimizi literatür eşliğinde değerlendirmektir. YÖNTEMLER: Çalışmamızda Aralık 2008 ile Şubat 2015 tarihleri arasında kliniğimizce TPDR tanısı ile tedavi edilen 3’ü kadın, 21’i erkek toplam 24 hastanın verileri retrospektif olarak tarandı. Hastaların yaş, cinsiyet, yaralanmanın yeri ve çapı, eşlik eden diğer organ yaralanmaları, uygulanan cerrahi prosedürler, hastanede kalış süresi ve mortalite yönünden değerlendirildi.BULGULAR: Toplam 24 hastanın 21’i erkek ve 3’ü kadındı. Yaş ortalaması 36,6±7,2 19-66 idi. On yedi hastada kesici delici alet yaralanması, 2 hastada ateşli silah yaralanması ve 4 hastada iyatrojenik penetran diafram yaralanması mevcuttu. Yaralanmaların yerleşim yeri 20 hastada solda, 3 hastada ise sağda ve 1 hastada bilateraldi. Yaralanma boyutu ise 2.0±0.8 0,5-10 cm idi. Operasyona alınan hastaların 3’ü laparaskopik olarak geriye kalan 21’i açık olarak ameliyat edildi. Eşlik eden diğer organ yaralanmaları açısından; 8 dalak, 3 karaciğer, 2 akciğer, 5 mide, 3 transvers kolon, 2 sigmoid kolon, 5 ince barsak, 2 pankreas ve 1 aort yaralanması mevcuttu. Hastanede kalış süresi ortalama 10.2±3.8 1-36 gündü. Eşlik eden organ yaralanmaları ve hemorajik şok nedeniyle 1 hasta intraoperatif diğeri postoperatif dönemde exitus oldu. Toplam mortalite sayısı 2 idi.SONUÇ: Acil şartlarda TPDR tanısı klinik ve radyolojik olarak konulamayan vakalarda operasyonda toraks ve karın boşluğundaki organ yaralanmaları ile birlikte diyafram yaralanmaları da akılda bulundurulmalı ve rutin eksplorasyonu cerrahlar tarafından ihmal edilmemelidir.

Anahtar Kelimeler: