Görüntüleme
70
İndirme
3
Dünya genelinde, 1970’li yıllardan beri ihracata dayalı ekonomik modelde kadın işgücünün büyük bir öneme sahip olduğu bilinmektedir. Nitekim tüm dünyada “istihdamda feminizasyon” un öne çıkması da bunu doğrular niteliktedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de ihracata dayalı ekonomik modelin kadın istihdamına etkisini talep yönlü analiz edebilmektir. Bu amaç doğrultusunda Malatya, Şanlıurfa ve Adıyaman OSB’lerdeki 220 işveren/yönetici ile tarama (survey) yöntemiyle görüşmeler gerçekleştirilmiş ve ayrıca 25 derinlemesine görüşme yapılmıştır. Araştırma bulgularına göre, araştırma kentleri başta olmak üzere bölgeye yönelik sanayi teşviklerinden faydalanmak amacıyla üretim birimlerini buralara taşıyan yatırımcıların kadın istihdamı ve mevcut işgücünün en az yarısının kadınlardan oluşması konusundaki tutumlarına bağlı olarak bu bölgede kadınların çalışma yaşamına daha yüksek oranlarda katılacağı yönünde olumlu işaretler bulunmaktadır. Nitekim araştırmanın yapıldığı Malatya, Adıyaman ve Şanlıurfa bölgelerinde son on yıl içinde kadın işgücüne katılım oranlarında ve istihdam oranlarında artışlar yaşanmıştır. Yine de araştırma bölgesi özelinde istihdamın koşulları dikkate alındığında kadınların işgücüne katılımlarının artmasının gerçekte olumlu bir işaret olarak algılanması zorlaşmaktadır. İşverenlerin/yöneticilerin kadın çalıştırma konusundaki genel tutumlarına bakıldığında, bölgede ataerkil sistem ile sermaye ilişkisinin birbirlerinin devamlılığı için kurulduğu görülmüştür. Bu ilişki, kadınları evlilik ve annelik gibi sosyal ilişkiler üzerinden tanımlayarak kadınların hane içindeki konumlarını sağlamlaştırmakta ve toplum tarafından kabul edilmek için kadınlar da bu görevleri yerine getirmek amacıyla işgücü piyasasının dışında kalmaktadırlar. Öbür taraftan kapitalist birikim sistemi geçimlik aile ücretini temin etmeyerek kadınların işgücü piyasasında kayıtdışı, geçici ve düşük ücretlerle çalışmasını güvence altına almaktadır. Nitekim anket sonuçları ve derinlemesine görüşmelerde, kadınların asli sorumluluklarının kadınları hane içinde tanımlayan ev-içi işler ile çocuk bakımı olduğu, kadınların gece vardiyalarında çalışmalarının uygun olmadığı, çocuk sahibi kadınların çalışmasının doğru olmayacağı ve kadınların çalışma yaşamına katılabilmek için aile reisinin izninin gerekliliği gibi ifadelerin işverenlerin/yöneticilerin neredeyse tamamının görüşlerini yansıtmaktadır. Bu sonuçlar araştırma bölgesinde kadınların çalışma yaşamına düşük katılım oranlarını açıklamak için güçlü göstergelerdir. Hepsinin de ötesinde bölgede kadın istihdamının bir zaruriyet olduğuna ilişkin genel bir tutum mevcuttur.
Worldwide, it is known that women’s labor has been of great importance in the export-based economic model since the 1970s. In fact, the world’s “feminism in employment” appears as well. The aim of this study is to be able to demand-oriented analysis of the impact of the export-based economic model on women’s employment in Turkey. For this purpose, talks were conducted with 220 employers/managers in the Malatya, Shanlıurfa and Namiyaman OSB through the scan (survey) method and also 25 deep talks were conducted. According to the research findings, there are positive signs that investors who move their production units to the region in order to benefit from industrial incentives, including the research cities, will be more likely to participate in the working life in the region, depending on their attitudes towards women’s employment and at least half of the current labour force. In fact, the research was carried out in the region of Malatya, Namiyaman and Shanlıurfa in the last decade has seen increases in women’s participation in labour and employment rates. Nevertheless, when the employment conditions are taken into account in the research area, it becomes difficult to perceive the increase in women’s participation in labour as a real positive sign. In view of the general attitudes of employers/managers on women’s employment, it has been seen that the parent system and capital relationships in the region are established for continuity of each other. This relationship, by defining women through social relations such as marriage and maternity, strengthens women’s positions in the household, and for acceptance by society, women are also out of the labour market in order to fulfill these tasks. On the other hand, the capitalist accumulation system ensures that women work on the labour market with unregistered, temporary and low wages, without ensuring the survival family wages. Indeed, in the results of the survey and in deep discussions, women’s original responsibilities reflect the opinions of almost all employers/managers, such as homework and child care that defines women in the home, women’s work in the night wardy is not suitable, women’s work is not correct, and women’s family travel permission is required to participate in the work life. These findings are strong indicators to explain the low participation rates of women in the work life in the research area. Beyond all of them, there is a general attitude that women’s employment in the region is a disadvantage.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Makale Detay 
Benzer Makaleler
PDF Görüntüle
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Alıntı Yap
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
