Dini inançlar veya davranışlar içerisinde dua, dinin ruhu ve özü olarak nitelendirilmektedir. Bireylerin yaşamlarında karşılaştıkları problemleri aşmadabüyük dini desteklerden biri olan dua, bu araştırmada bir dini başa çıkma yöntemi olarak ele alınmaktadır. Bu çerçevede araştırmada, duanın değişik göstergeleri ile başa çıkmanın farklı boyutları arasında ne tür bir bağlantının olduğu ve bu ilişkinin farklı demografik değişkenlere bağlı olarak nasıl bir değişme gösterdiği incelenmektedir. Ayrıca duanın bir dini başa çıkma yöntemi olarak nitelendirilmesinden dolayı dindarlık ile dua arasındaki ilişki ve etkileşim üzerinde de durulmaktadır. Bu kapsamda çalışmada, korelasyonel araştırma modeline uygun olarak dua, başa çıkma tarzları ve dindarlık arasındaki ilişki ve etkileşim incelenmektedir. Araştırmanın örneklemini ilk yetişkinlik çağında bulunan 415 katılımcı oluşturmaktadır. Araştırma sonucunda cinsiyet, yaş, medeni durum, sosyal çevre ve eğitim durumu dua üzerinde anlamlı bir farklılığa sebep olmazken, gelir durumunun anlamlı farklılığa sebep olduğu görülmüştür. Araştırma sonuçlarına göre dindarlık, duanın açıklanmasında önemli bir faktör olarak ortaya çıkmıştır. Ayrıca herhangi bir sebeple Tanrı’ya yönelerek ona yalvaran, ondan yardım dileyen, ona şükreden ve duanın pozitif etkilerini yaşayan bireylerle sorunlar karşısında yılmadan mücadele eden, aktif bir şekilde sorunların üstesinden gelmek için uğraşan bireylerin puanları arasında pozitif yönde ilişkilerin varlığı tespit edilmiştir. Yine duanın manevi hoşnutsuzluk boyutu ile duygusal odaklı başa çıkma tarzları arasında negatif bir ilişki belirlenmiştir. Sonuç olarak başa çıkmanın farklı boyutlarıyla duanın değişik göstergelerinin birbirleriyle ilişkili olduğu görülmüştür.
In religious beliefs or behaviors, prayer is called the spirit and essence of religion. The prayer, which is one of the great religious supports, is considered as a method of religious dealing. In this framework, the study explores what kind of connection is between the different indicators of prayer and the different dimensions of dealing with and how this relationship shows a change depending on the different demographic variables. It also focuses on the relationship and interaction between religion and prayer because it is called a method of religious dealing. In this scope, the study, in accordance with the correlational research model, studies the relationship and interaction between prayer, methods of dealing with and religiousness. The study included 415 participants in the first adult age. The study found that gender, age, civic status, social environment and educational status did not cause significant differences on prayer, while income status did not cause significant differences. According to the research, religiousness has been shown to be an important factor in the explanation of prayer. There has also been a positive relationship between the points of the individuals who call to God for any reason, who ask for help from him, who are grateful to him and who have the positive effects of prayer, and who struggle with problems, who are actively struggling to overcome problems. Again, a negative relationship has been established between the size of spiritual dissatisfaction of prayer and the emotional-oriented ways of dealing. As a result, the different dimensions of dealing with prayers have been shown to be related to each other.
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|