ÖZ 1990’lı yıllarda SSCB’nin dağılmasının ardından Batı dünyası için “komünist/kızıl düşman’ın” yerini “İslam’ın/yeşil düşman’ın” alacağı dillendirilmeye başlanmıştır. Tarihsel süreçte Avrupa kimliğinin belirleyici unsurlarından biri olan İslam, 1992-1995 yılları arasındaki Bosna Savaşı’nda, yine ve yeniden, bir ‘düşman’ ve ‘tehdit’ olarak algılanmıştır. Sözkonusu algılamada ‘öteki’ ve ‘düşman’ kimliğine sahip olan Bosnalı Müslümanların savaşta maruz bırakıldıkları insanlık-dışı muameleler, katliamlar ve savaş suçları, siyasal aktörler ve medya tarafından İslamofobik vehimler tahrik edilerek, adeta savunulmuştur. Bu çalışma, Bosnalı Müslümanların lideri Aliya İzzetbegoviç’in inancından kaynaklanan ve ‘insan olmaya ve insan kalmaya çalışmak’ şeklinde ifade edilebilecek erdemli duruşunun Avrupa’nın (Batı’nın) bugün her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğu ‘farklılıkları bir arada yaşatma’ idealine somut bir örnek oluşturabileceğini ortaya koymayı amaçlamaktadır.
After the dissolution of the Soviet Union in the 1990s, it began to be spoken that the Western world will replace the “communist/red enemy” with the “Islam/green enemy”. Islam, one of the determining elements of the European identity in the historical process, was perceived again and again as a 'enemy' and 'threat' in the Bosnian War of 1992-1995. In this perception, the unhuman treatments, massacres and war crimes in which Bosnian Muslims, who have the identity of "the other" and "the enemy" were exposed in the war, were well defended by the motivation of Islamophobic fighters by political actors and the media. This study aims to reveal that the virtuous attitude of the Bosnian Muslim leaders, Aliya Izzetbegovich, which can be expressed in the form of 'to be a human and to try to remain a human', can be a concrete example of the ideal of 'to bring together differences' that Europe (West) needs today more than ever.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|