Abstract:

Henüz lise talebesiyken siyaset ile hemhal olmaya başlayan ve fikirleri dolayısıyla hapis cezası alan bir düşünürün portresini çizmeye çalışan bu makalede hayatının başından sonuna kadar aynı fikre bağlı kalmayan ve bu değişimi de gurur meselesi haline getirmeyerek açıklayan Reha Oğuz Türkkan ülküsüzlüğü ölüm kadar tehlikeli olarak görmesi onun en temel görüşleri arasında yer almaktadır. Değişen konjonktür dolayısıyla hapis yattığını iddia etmiş olsa da söz konusu dönemde dile getirdiği ırkçı söylemleri zamanla törpülemiş dahi olsa ırkın değişmez özelliklerine yaptığı vurgu ile her şeyi Türk’e göre ve Türk için yaptığını gördüğümüz Türkçü bir düşün adamı olan Türkkan özellikle mozaiklik (melezlik) konusunda saplantıya düşercesine savunduğu görüşlerle Türk Siyasal hayatında yer etmiştir. Yaşantısını bilmemekle birlikte dindar görüşlere haiz olduğunu gördüğümüz Türkkan buna rağmen konu millet olduğunda her şeyi bir kenara atacak kadar Türkçü olduğunu defaten dile getirmiş bir fikir adamıdır. İsmet İnönü ile Atatürk dönemi arasında bir karşılaştırma yaparak Atatürk döneminin övgüye mazhar olduğunu (en azından Türkçü fikirler bağlamında) söylemiş olsa da Atatürk’ün ve o dönemin politikalarının da aksaklıkları ve yanlışları olduğunu söyleyen Türkkan bu konuda özellikle reform politikalarının içine düştüğü taklit dolayısıyla yozlaşmanın had safhaya ulaştığı, dinin baskı altına alındığını dile getirerek kadın-erkek ilişkilerindeki değişimin de toplumu olumsuz etkilediğini ifade etmiştir. Her şey bir kenara eğitim politikalarının oldukça yerinde hamleler olduğunu söyleyen Türkkan buna karşın Türk Tarih Tezi ve Güneş Dil Teorisi’nde ifrata kaçan yanlışlıklar yapıldığını ve adeta konunun sulandırılarak gülünç bir hale getirildiğini belirtmiştir.

Keywords: