Özet Tanzimat Fermanı ile Osmanlı İmparatorluğu’nda idarî, askerî, malî vb. daha birçok alanda düzenlemeler yapılmıştı. Osmanlı idarecileri kötü gidişatı durdurabilmek için özellikle III. Selim devrinden beri Batı modelinde birtakım düzenlemeleri hayata geçirmişlerdi. İşte, 1839 yılında ilan edilen ve Gülhane Hatt-ı Hümayunu olarak da anılan ferman, bu düzenlemelerin adeta zirvesidir. Günümüzde dahi gerek ferman gerekse fermanın uygulanması sosyal bilimciler arasında tartışılmaya devam etmektedir. Kimileri uygulamaları ülke gerçeklerinden uzak “aşırı batıcı” olarak tenkit ederken kimleri ise imparatorluğun çöküşünün engellenebilmesi için “zorunluluk” olarak desteklemektedir fakat şunu belirtmek gerekir ki reformlar, neredeyse İmparatorluğun siyasi ömrünün sonuna kadar yoğunluğu değişse de yapılmaya devam edilmiştir. Bu reformlardan birisi de idare alanındaydı. 1864 tarihinde yürürlüğe giren bir nizamname, İmparatorluğun taşra idaresinde yeni bir dönemi işaret ediyordu. Taşra idaresinde uzun süredir uygulanan eyalet sisteminden vazgeçilerek vilayet sistemine geçilmişti. Çalışma konumuz olan Kastamonu da bu yerlerden birisiydi. Yeni nizam ile birlikte yeni idari birimler teşkil edilmişti. Bir başka yenilik de vilayet merkezlerinde valinin başkanlığında, vilayete bağlı livalardan (sancaklardan) seçimle gelen üyelerden oluşan Vilayet Umûmi Meclisi’dir. Azalar; bayındırlık, vilayette tarımın ve ticaretin geliştirilmesi gibi konularda kendi bölgelerinin ihtiyaçlarını ve taleplerini dilekçelerle valiye sunuyorlardı. Mecliste tartışılarak alınan kararlar ile talepler, Şûrâ-yı Devlet’e gönderiliyor ve burada uygun görülenlere onay veriliyordu. Kastamonu’da vilayet sistemine geçişle birlikte yeni nizam tesis edilmiş ve livalarda yapılan seçimle belirlenen üyeler, meclis-i umumiye gelerek çalışmaya başlamışlardı. Meclis, kendisine verilen görevi yerine getirmiş, Kastamonu Vilayeti’ne bağlı kazaların taleplerini müzakere etmiş ve bunları merkezi idareye bildirmişti. Bu çalışmamızda, Kastamonu Vilayeti’nin kurulmasını ve yine bu yeni sistemin bir kurumu olan umumi meclisin çalışma şekli, çeşitli örneklerle anlatılmaya çalışılmıştır. Böylece, yeni taşra idare sisteminin vilayetteki uygulaması ile bunların olumlu ya da olumsuz neticelerinin daha iyi görüleceği kanaatindeyiz. Öte yandan dönemin Kastamonu Vilayeti ve mülhak kazaların sorunlarına ve taleplerine dair verilen örneklerin, Kastamonu yerel tarih çalışmalarına katkı sağlayacağı da ümit edilmektedir.
The Tanzimat Ferman and the Ottoman Empire in administrative, military, financial, etc. More arrangements were made in many areas. In particular, the Ottoman rulers can stop the bad behavior. Since the Selim Revolution, a number of arrangements have been implemented in the Western model. Here, the ferman, which was declared in 1839 and also referred to as the Gülhane Hatt-i Hümayunu, is the very peak of these arrangements. Even today, the use of ferman is continuing to be discussed among social scientists. Some call their practices "extremely immersive" away from the country's realities, while some call them "necessary" to prevent the collapse of the empire, but it must be noted that the reforms have continued to be carried out even though the intensity of the empire has changed almost until the end of the political life. One of these reforms was in the field of administration. A name entering into force in 1864 marked a new period of the empire's tachra administration. The Taşra administration has been abandoned by the state system that has been applied for a long time. Our work was one of these places. With the new law, new administrative units were formed. The other novelty is that in the district centers, the Governor's chairman, a member of the district-related livels (sancks) who comes with the election of the Municipal Assembly of the People. They were presenting their needs and demands to the governor in matters such as the development of agriculture and trade in the province with demands. The decisions and requests taken by the parliament were sent to the state and approved by those deemed appropriate. In Kastamonu, with the transition to the provincial system, the new law was established and the members who were determined by the elections in the lives, came to the parliament and began to work. The parliament fulfilled the task given to him, negotiated the demands of accidents related to the Kastamonu province and
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|