Abstract:

Sürdürülebilir yabancı ot yönetimi, hem organik hem de konvansiyonel tarım alanlarının en büyük zorluklarından biridir. Günümüzde yabancı ot mücadelesi için en çok tercih edilen yöntem kimyasal mücadele olup, sürekli herbisit kullanımı sonucunda dayanıklılık, çevresel kirlilik, kalıntı gibi birçok sorunu da ortaya çıkartmaktadır. Bu nedenle de biyolojik preparatların ağırlıklı olarak kullanıldığı organik tarıma ve iyi tarım uygulamalarına olan ilgi sürekli artmaktadır. Sertifikalı organik tarım ve geleneksel tarımın sürdürülebilirliğini sağlamak için herbisitler dışında başka ürünlere de ihtiyaç vardır. Biyoherbisitler, sentetik herbisitlere olan bağımlılığı azaltmada ve tarımsal çevreyi korumada uygun alternatifler arasındadır. Bu ürünler, entegre yabancı ot mücadelesi içerisinde biyolojik mücadelenin bir parçasıdır. Sentetik herbisit kullanımına alternatif olarak üretilmeye çalışılan biyoherbisitler ne yazık ki istenilen düzeyde ticarileştirilmemiştir. Yabancı otların biyolojik mücadele etmenleri ile kontrolü üzerine uzun süren araştırmalar yapılsa da piyasaya ancak birkaç biyoherbisit sürülebilmiştir. Biyoherbisitlerin ticarileştirilmesinin ve kullanımının önündeki engeller elde edilen ürünün etki spektrumunun sadece birkaç yabancı ot ile sınırlı olması, inkubasyon için nemin yeterli sürede birçok alanda sağlanamaması, yüksek uygulama normlarına ihtiyaç duyulması, raf ömrünün çok uzun olmaması, fungusit uygulamalarının biyolojik preparatların aktivitesini düşürmesi olarak sıralanabilir. Bu çalışmada biyoherbisitlerin üretim süreçleri, etkinliği ve potansiyeli değerlendirilmektedir. Ülkemiz bitki, böcek ve mikroorganizma biyoçeşitliliği bakımından büyük bir potansiyeli barındırdığı için biyoherbisitlerin keşfedilmesi ve ticarileştirilmesi konusunda büyük imkana da sahiptir. 

Keywords: