aşaması, işlemin niteliğinin belirlenmesidir. Ancak bu belirleme bazı idari işlemler açısından hiç de kolay olamamaktadır. Öyle ki kimi durumlarda bir işlemin esasında ne olduğu, hangi idari sürece ait olduğunu tespit etmek ancak yargı kararı ile mümkün olabilmektedir. Tahakkuk ve tahsilât aşamalarının iç içe geçtiği gümrük işlemleri de nitelendirme sorunun yaşandığı bir alandır. İşlemin niteliğine ilişkin olarak ortaya çıkan bu muğlâklık daha sonra yargı mercileri tarafından verilen bir usul kararıyla açıklığa kavuşturulmaktadır. Ancak işlemin niteliğinin yargı kararıyla belirlenmesi çoğu kez başka bir soruna neden olabilmektedir. Zira yargının nitelendirmesiyle birlikte işlemin esastan incelenme olanağı kalmamaktadır. Söz konusu nitelendirmenin temyiz veya istinaf aşamasında yapılması ise, daha önce belirli bir kabule göre yapılan yargılamaları birer emek ve zaman kaybına dönüştürmesinin yanı sıra -ve daha da önemlisi- davacı açısından hak kaybına sebep olmaktadır. Dolayısıyla bu çalışmada; yargı mercilerinin en son aşamada yaptıkları işlem nitelendirmesinin, adil yargılanma hakkı kapsamında mülkiyet hakkına ilişkin nasıl bir soruna dönüştüğü incelenmiştir.
Alan : Hukuk
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|