Riskli gebelik, anne ve fetüsün morbidite ve mortalite riskini artırmaktadır. Gebeliği riskli olan kadınlar kendisi ve bebeğiyle ilgili sağlık sorunları, belirsizlik, hastane yatışı, aileden ayrılma gibi birçok nedenle anksiyete ve stres yaşamaktadır. Riskli bir durumda gebeliğin güvenliği tehlikeye gireceğinden gebe, fetüsle iletişim kurmaya korkmakta ve bağlanma olumsuz etkilenebilmektedir. Gebelikte yüksek anksiyete ve zayıf prenatal bağlanma gebe ve fetüsün sağlığını olumsuz etkilemektedir. Gebelik sürecinde sosyal destek, müzik/ninni dinleme ya da söyleme, yoga, meditasyon gibi bazı uygulamaların hem kaygıyı azalttığı hem de prenatal bağlanmayı artırdığı bildirilmiştir. Hemşirenin doğum öncesi dönemde gebenin riskli durumlar ile başa çıkabilmesine, fetüs ile sağlıklı bir şekilde bağlanmasına ve ruhsal sağlığının korunmasına yönelik olarak eğitimci, rol model, danışman ve kaynak kişi gibi birçok rolü vardır. Hemşirelerin gebelikte anksiyetenin ve yetersiz maternal bağlanmanın gebe ve fetüse olası zararlı etkilerini göz önünde bulundurarak riskli gebelerin anksiyete ve bağlanma düzeyini belirlemesi ve takip etmesi, anksiyeteyi azaltmak ve prenatal bağlanmayı artırmak için kanıta dayalı uygulamalardan yararlanması gerekmektedir.
Risk pregnancy increases the risk of morbidity and mortality of the mother and fetus. Women at risk of pregnancy experience anxiety and stress for many reasons, such as health problems, uncertainty, hospitalization, leaving the family and their baby. As the safety of the pregnancy is in danger in a dangerous situation, the pregnancy is afraid to communicate with the fetus and the connection can be negatively affected. High anxiety during pregnancy and weak prenatal bonds have a negative impact on pregnancy and fetus health. Some practices such as social support during pregnancy, listening to music or speaking, yoga, meditation have been
Alan : Sağlık Bilimleri
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|