Dişi köpeklerin en yaygın görülen neoplazmları arasında meme tümörleri en başta gelmektedir. Dişi köpeklerde bu tür tümörlerin epidemiyolojik ve klinik özellikleri ile biyolojik davranışları, insanlardaki meme karsinomlarına benzer olduğu için dişi köpekler model olarak kullanılmaktadır. Bölgesel veya uzak metastaz olgularında cerrahi eksizyon yerine çoğunlukla kemoterapi tercih edilmekte fakat pek çok kemoterapötik ajan sistemik toksisiteye sebep olarak ciddi yan etkiler oluşturmaktadır. Bu sebeplerden dolayı, daha az invaziv ve daha etkili terapötik stratejiler araştırılmaya devam etmektedir. Mikrobaloncuklar, ilk olarak 1990’larda ultrason taramalarını daha güvenli hale getirmek için geliştirilmiştir. Bu derleme ile ultrason hedefli mikrobaloncuk uygulamalarının, kematerapötik ilaçların sistemik toksisitesini azaltabileceğinden etkili bir teşhis ve tedavi tekniği olabileceği hakkında bilgi verilmesi amaçlanmıştır.
Mammary tumors are among the most common neoplasms of the female dogs. Since epidemiological and clinical features and biological behavior of such tumors in female dogs are similar to mammary carcinomas in humans so it is used as a model. In cases of regional or distant metastasis, chemotherapy is mostly preferred instead of surgical excision but many chemotherapeutic agents cause serious side effects by causing systemic toxicity. Because of this reasons, less invasive and more effective therapeutic strategies continue to be researched. Microbubbles were first developed in 1990s to make ultrasound examinations safer. With this review, it is aimed to give information about ultrasound-targeted microbubble applications can be an effective diagnostic and treatment technique as it can reduce the systemic toxicity of chemotherapeutic drugs.
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|