Amaç: Araştırmanın amacı kadın ve çocuk sağlığı alanında hizmet veren bir kurumda görev yapan hemşirelerin ve ebelerin üremeye yardımcı uygulamalarla ilgili etik sorunlar konusundaki görüşlerini belirlemektir. Yöntem: Araştırmanın örneklemini Hatay Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde görev yapan ve çalışmaya katılmayı kabul eden 142 hemşire ve ebe oluşturmaktadır. Kullanılan veri toplama formu araştırmacılar tarafından literatür taranarak hazırlanmıştır. Demografik bilgileri belirlemeye yönelik üç soru ve üremeye yardımcı uygulamalarla ilgili etik sorunların yer aldığı sekiz ifade içermektedir. Katılımcılardan bu sekiz ifade hakkındaki görüşlerini üçlü Likert üzerinden (katılıyorum-kararsızım-katılmıyorum) belirtmeleri istenmiştir. Bulgular: Katılımcıların % 97,20’si kadın, % 61,98’i ebe ve % 43,70’i lisans mezunu olup yaş ortalamaları 36,72’dir. Veri toplama formunda yer alan ifadeler arasında katılımcıların en çok benimsediklerini belirttikleri görüşler çocuk sahibi olamayan çiftlerin son umudu olan sperm ve ovum bağışının ülkemizde yasal hale getirilmesinin (% 77,40) ve bilimsel çalışmalarda kullanmak üzere sperm ve ovum bağışına teşvik etmek için donörlere ücret ödenmesinin uygun olduğudur (% 58,20). Katılımcıların yüksek oranda karşı çıktıkları iki görüş ise invitro fertilizasyon için hazırlanıp kullanılmayan döllenmiş yumurtaları bilimsel çalışma malzemesi olarak değerlendirmenin uygun olduğu (% 74,60) ve sosyal güvenlik kurumlarının üreme yardımı için yapılan bedelleri hiçbir sınırlamaya tabi olmaksızın ödemesi gerektiğidir (% 73,20). Sonuç: Hem mesleki hem de geleneksel kültüre ait değerlerin katılımcıların üremeye yardımcı uygulamalar hakkındaki görüşlerini etkilediğini söylemek olanaklıdır.
Purpose: The purpose of the research is to identify the opinions of nurses and nurses working in a institution that serves in the field of women and children’s health on ethical issues related to practices that help reproduction. Method: The sample of the study consists of 142 nurses and parents who work in the Hatay Women's Birth and Child Diseases Hospital and agree to participate in the study. The data collection form used was prepared by researchers by scanning literature. It contains three questions for determining demographic information and eight expressions involving ethical issues related to reproductive practices. The participants were asked to express their opinions on these eight expressions through the Triple Likert (I agree-I do not agree). Results: 97.20% of participants are women, 61.98% parents and 43.70% graduates, with an average age of 36.72. Among the statements included in the data collection form, the participants indicate that they are most accepted the views that the last hope of non-born couples is that sperm and ovum donations will be legalized in our country (77.40%) and that donors should be paid payments to encourage sperm and ovum donations to be used in scientific studies (58.20%). The two opinions that the participants are highly opposed are that fertilized eggs prepared and not used for invitro fertilization are appropriate to be assessed as scientific research material (74.60%) and that social security institutions should pay the fees for reproductive aid without any limitation (73.20%). Result: It is possible to say that the values of both professional and traditional culture influence participants’ opinions about practices that help to grow.
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|