Endüstrileşmiş toplumlarda çocuk ölümlerinin başta gelen sebebi preterm doğumdur. Her yıl A.B.D’de 440,000 prematür bebek doğmakta ve çoğu 2500 gramın altında olan bu bebeklerde, term bebeklere göre yüksek oranda morbidite, sakatlık ve mortaliteye rastlanmaktadır. İlk ayda olan bebek ölümlerinin %75’ini preterm bebekler oluşturmaktadır[#1]. İnsan biyolojisinin hücre ve genetik seviyesine varıncaya kadar kaydetmiş olduğu ilerleme ve bilgi birikimine rağmen halen preterm doğum ve düşük doğum ağırlığı insidansı artmaktadır. Maternal beslenme ve prenatal bakım progranlarının daha iyileştirilip, tokolitik ajanların yaygın kullanıma girmesine rağmen 1980’lerde A.B.D.’de %9.4 olan preterm doğum oranı, 1997’de %11.4’e yükselmiştir. Aynı zaman dilimi içinde düşük doğum ağırlığı oranı da %6.8’den %7.5’e yükselmiştir [1], [2].. Konjenital doğum defektlerinden sonra preterm doğumun neonatal mortalitenin en önde gelen nedeni olması, obstetrikte hala bu konunun canlılığını korumasına ve dünyada maternal ve fetal tıp dalında yapılan araştırmaların ve fonların önemli bir kısmının bu yöne doğru kaydırılmasına neden olmaktadır. Bu nedenle A.B.D’de March of Dimes kurumu perinatal epidemiyolojik araştırmalara katkıda bulunmak amacıyla 3.75 milyon $‘lık bir kaynak ayırmıştır Klasik olarak preterm eylem, 37. gebelik haftasının tamamlanmasından önce regüler uterin kontraksiyonlarla beraber progressif servikal dilatasyon oluşması olarak tanımlanabilir. Preterm doğumlar endike ve spontan olmak üzere ikiye ayrılabilirler. Maternal ve fetal nedenli gebeliğin sonlandırıldığı durumlar "endike" grubu oluştur ve tüm preterm doğumların 1/3’inden sorumludur. Bu grupta preeklampsi (%42.5), fetal distres (%26.7), intrauterin gelişme geriliği (%6.7) ve intrauterin ölüm (%6.7) önde gelen nedenler arasında sıralanmaktadır. Spontan prematür doğum ise preterm eylem, preterm spontan membran rüptürü ve servikal yetersizliği içermektedir. Biz bu bölümde spontan preterm eylemden bahsedeceğiz. Komplike olamayan doğumların %90’ı 30 haftanın üzerinde olmakta ve bu grupta hayatta kalabilme şansı %90’ı aşmaktadır. Buna karşılık tüm neonatal ölümlerin %66’sı 29 haftanın altında gerçekleşmektedir [3].
Alan : Sağlık Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|