Görüntüleme
7
İndirme
2
Amaç: Son dönem böbrek yetmezliği (SDBY) hastalarında, damar erişim yolu olarak kullanılan distal radiyosefalik yanyana anastomoz yapılarak sefalik ven distali bağlanmadan oluşturulan arteriyovenöz fistüllerin (AVF) erken ve geç dönem açıklık oranlarını, olgunlaşma sürelerini, komplikasyon oranlarını değerlendirmek ve fistüllerde meydana gelen sorunların tanı ve tedavisinin daha kolay ve minimal invaziv yöntemlerle yapılabileceğini ortaya koymaktır. Gereç ve Yöntemler: Haziran 2012 ve Aralık 2015 tarihleri arasında SDBY hastalarında yapılan arteriyovenöz fistüller değerlendirildi. Hastaların demografik bilgileri, muayene bulguları, fistüle bağlı komplikasyonları ve komplikasyonların tedavileri incelendi. Hastaların 1. gün, 1. hafta, 1. ay, 1. yıl poliklinik kontrol muayeneleri yapıldı. Bulgular: 50 hastanın 1. gün 5 (%10) hastanın fistülünde tromboz saptandı, bu hastalara safen ven distalinden girilerek Fogarty kateteri yardımıyla trombektomi yapıldı, 2 hastanın trombektomi sonrası fistülleri çalışmaya devam etti. 3 hasta erken dönemde kontrollere gelmeyerek takip dışı bırakıldı. 1. ayda takip edilen 47 hastadan 37 hastanın fistülü müdahalesiz ve 2 hastanın fistülü trombektomi sonrası çalışmakta idi. Erken dönem primer açıklık oranı %78,7 ve sekonder açıklık oranı %82,9 olarak saptandı. 2 hasta ilk 1 yıl içinde olmak üzere toplam 7 hasta ek hastalıkları nedeniyle kaybedildi. 1 yıllık takiplerini tamamlayan 45 hastadan 33(%76,7) tanesinin fistülü müdahalesiz ve erken dönemde trombektomi yapılan 2 hasta ile toplam 35(%81.3) hastanın fistülü çalışmakta idi. 1 yıllık primer açıklık oranı %76,7 ve sekonder açıklık oranı %81,3 olarak saptandı. Hastalarda venöz hipertansiyon veya distal iskemi gibi herhangi bir komplikasyon gelişmedi. Sonuç: SDBY hastalarında distal radiyosefalik yanyana anastomoz ile oluşturulan ve sefalik ven distali bağlanmayan arteriyovenöz fistüller damar erişim yolu olarak başarılı şekilde kullanılabilmektedir.
Aim: In our study we evaluate the early and late term patency ratio, time to maturation and fistula associated complication rates in cases with an arteriovenous fistula (AVF) created via a distal radiocephalic side-to-side anastomosis without ligation of distal cephalic vein in patients with end-stage renal failure (ESRF) and suggest that the fistulae complications can be diagnosed and treated with simpler and minimally-invasive methods. Methods: The demographic data, outpatient clinic follow-up records on day 1, week 1, month 1 and year 1, fistula-related complications and treatments given for complications of patients were evaluated. Results: Of the 50 operated patients, five(10%) developed fistula thrombosis on postoperative day 1 and underwent thrombectomy with a Fogarty catheter inserted via the distal cephalic vein; the fistula remained active after thrombectomy in two patients. Of the 47 patients followed at Month 1, 37 had a functional fistula and two had a functional fistula following thrombectomy. The early-term primary and secondary patency ratio was 78.7% and 82.9%, respectively. Of the 45 patients who attended the 1-year follow-up, 33(76.7%) had a non-intervened fistula, and with the addition of the two patients who underwent early-term thrombectomy, 35(81.3%) patients in total had fully functional fistulae. The one-year primary and secondary patency ratio was 76.7% and 81.3%, respectively. None of the patients developed such complications as venous hypertension or distal ischemia. Conclusions: Arteriovenous fistula created via distal radiocephalic side-to-side anastomosis without ligation of distal cephalic vein can be successfully used as a vascular access in patients with ESRF.
Dergi Türü : Uluslararası
Makale Detay 
Benzer Makaleler
PDF Görüntüle
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Alıntı Yap
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
