Batı dünyasında rönesans döneminde sosyal ve siyasal anlayışların önce tutarsızlıklar içerir biçimde, aydınlanma dönemlerinde de sistemli olarak teosentrik anlayıştan antropocentrik (insan merkezcil) anlayışa geçilmesinin “İnsan Hakları” ve türevi kavramlarının ilkin mevzi (local), asrımızda da tüm uluslararası düzeyde gündeme gelmesinde önemli bir paya sahip olduğunu şimdilik kaydıyla varsayalım. Çünkü, asrımızda had safhaya ulaşan ‘insan hakları’ ihlallerinden geniş kitlelerin haberdar edilip duyarlı olunmasında pay sahibi olan kişi ve kuruluşların çabalarının kültürel alt yapısı rönesans ve aydınlanma düşünürlerince oluşturulduğu gerçeği, gözardı edilemez.
Alan : İlahiyat
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|