Bu çalışma Orhun Uygur Kağanlığı ile Çin de bulunan T’ang Hanedanlığı arasındaki diplomatik ilişkileri ve elçileri konu edinmektedir. Uygurlar ve T’ang lar arasındaki diplomatik nitelikte ilişkiler henüz I. Gök Türk Hakanlığı zamanında kurulmuştur. Bu ilişkiler Uygur ve T’ang’lar bakımından faydalı görünse de Gök-Türkler için zararlı ve yıkıcı olmuştu. Gök-Türk Hakanlığının yine Uygurlar eliyle yıkılmasından sonra, bu ilişkiler hızlandı ve gelişti. Bu konuda özellikle Çin’de başlayan An Lu Shan isyanı, Uygur ve T’ang ilişkileri bakımından bir dönüm noktası olmuştur. Bu tarihten sonra iki ülke ilişkisi konusunda Uygurların hakim tavrı dikkat çekmektedir. Bu isyan sonrası büyük güç kaybına uğrayan T’ang bir daha eski gücüne kavuşamamıştır. Bundan sonra Uygur- T’ang ilişkileri bakımından iktisadi kazançların başı çektiği bu süreçte, elçilik faaliyetleri siyasi ve sosyal konuları da içermiştir. Genel olarak hediye- haraç sunulması, ticaret isteği, isim ve unvan verilmesi, ölüm sonrası taziye, taht değişiklikleri gibi pek çok konuda iki ülke arasında elçiler faal olmuşlardır. Gönderilen elçilerin kimliği ve sayısı da ilişkilerin niteliği bakımından önemlidir. Yine Çin vasıtasıyla Uygur ülkesine giren Maniheizm’in, Uygur –T’ang ilişkilerinde etken olarak yer aldığı anlaşılmaktadır. Uygur - T’ang ilişkilerinde, Uygur Hakanlarına eş olmak için T’ang sarayından gelen hakiki prenseslerin varlığı görülmektedir. Bu sebeple oluşturulan konvoylarda da T’ang ailesine mensup hanedan üyelerinin varlığı görülmektedir. Bu ilişkiler pek çok açıdan hem Uygurlar hem de T’anglar bakımından olumlu veya olumsuz süreçlere neden olmuştur. Siyasal duruma bağlı olarak Çin’de taşkınlık yapan Uygur elçileri olduğu gibi, bazı zamanlar da Çin’in bu elçileri- tüccarları öldürdüğü tarihi vakıalar da bulunmaktadır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Mimarlık, Planlama ve Tasarım; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|