Kentlerin, pek çok hizmeti, kullanımı, ekonomik, sosyal faaliyeti ve fırsatı birarada sunarak insanların kentlerde yığılmasına sebep olması durumu, salgın döneminde kentler ve kentliler için en önemli tehditi oluşturmuştur. Kentlerin gelişiminde ve yeniden yapılanmasında, önemli salgın hastalıkların ve kentli yaşamını derinden etkileyen buluşların etkisi bilinmektedir. Benzer şekilde, hastalıkların ve salgınların kamusal alanlarda davranış değişikliklerine ve dolayısıyla kentsel kamusal alanların değişim ve dönüşümüne sebep olan önemli faktörlerden olduğu söylenebilir. COVID-19, öncelikle insanların kentsel alanda birbirleriyle iletişim kurma biçimini etkilemiştir. Güvensizlik ve korku gibi duygular ortaya çıkmış ve bu durum insanların kamusal alanlardaki varlıklarını ve sosyal etkileşimlerini, özellikle de tesadüfi karşılaşmaları azaltmıştır. Tüm bu duygu ve davranış değişiklikleri ise beraberinde sosyal mesafeyi ön planda tutan yeni planlama ve tasarım önerilerini ve uygulamalarını ortaya çıkarmıştır. Bu çalışma, COVID-19’la birlikte kentsel-kamusal alanlarda yaşanabilecek değişimi anlayabilmek için bireysel ve toplumsal davranışların mekanla ilişkisine odaklanmıştır. Bu amaçla çalışma öncelikle davranışsal coğrafya ve çevre psikolojisi kavramlarına odaklanarak, teorik bir çerçeve oluşturmuştur. Ardından, salgınla birlikte kentsel-kamusal alan kullanımının nasıl etkilenebileceği tartışılmış ve kentsel-kamusal alanlarda geliştirilmiş olan yaklaşım ve uygulama örnekleri incelenmiştir.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|