AMAÇ: Karın ön duvarı defektleri içinde yer alan omfaloselin sıklığı 5000 canlı doğumda 1 olarak bildirilmiştir. Son yıllardaki ilerlemelere rağmen ölüm halen yüksektir. Bu çalışmada, kliniğimizde omfalosel nedeniyle ameliyat edilen olgularda, ölüm nedenleri araştırılmıştır. YÖNTEMLER: Bu çalışmada, 1983-2006 yılları arasında kliniğimizde ameliyat edilen 61 omfalosel olgusu irdelenmiştir. Olguların, cinsiyetleri, doğum ağırlıkları, gestasyonel yaşları, defekt çapları, ameliyat şekilleri, eşlik eden ek anomaliler ve ölümler kaydedildi. BULGULAR: Olguların ortalama ağırlığı 3060 gramdı (1300-4200 gram). Tüm olguların % 24ünün gestasyonel yaşı 38 haftanın altındaydı. Olguların 49una (% 80) primer onarım, 5ine (% 8.1) silo yöntemiyle, 4üne (% 6.5) yama kullanılarak, 3ünde (% 5) ise sadece cilt kapatılarak sekonder fasya onarımı yapıldı. Olguların % 50sinde ek bir doğumsal anomaliye rastlandı. En sık eşlik eden ek anomali malrotasyondu (% 30). Genel ölüm oranı, % 24.5ti. Kaybedilen olguların % 53.3ü ameliyattan sonraki ilk 24 saat içinde kaybedildi. En yüksek ölüm oranı silo yöntemiyle ameliyat edilen olgularda görülürken, sadece cilt kapatılarak sekonder fasya onarımı yapılan olguların hiçbiri kaybedilmedi. SONUÇ: Omfalosel olgularında mutlak tedavi gerektiren ek anomali oranı yüksek olduğundan, tüm olgular ek anomali açısından dikkatlice değerlendirilmelidir. Özellikle silo yöntemiyle ameliyat edilen olgularda sepsis açısından ciddi takip ve tedavi gerekir. Yeterli karın boşluğunun gelişmediği olgularda, primer onarımın karın içi basıncı ciddi oranda yükselterek ölüm olasılığını arttırabileceği akılda tutulmalıdır; şüpheli olgularda sekonder fasya onarımı tercih edilmelidir
Alan : Sağlık Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|