Yoğun rekabet ortamı ile beraber, günümüz iş dünyasında çok önemli olan verimliliğin ve etkinliğin sağlanması, çalışanların işyeri ile özdeşleşmelerine bağlıdır. Ancak son dönemlerde iş dünyasının tüm kesimlerini yakından ilgilendiren ve “mobing” olarak adlandırılan işyerinde psikolojik taciz, gerek bireysel gerekse kurumsal boyutta tehlike arz eden ve örgütsel iklimi tehdit eden ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Mobing; işyerlerinde, eşitler arasında ya da ast üst ilişkilerinde gerçekleşen, belli bir kişiye odaklanmış bilinçli ve etik olmayan, kişinin tükenmesine ve genellikle işten ayrılmasına yol açan yıldırma politikasıdır. Uygulanan bu yıldırma politikaları örgüt ile birey arasındaki ilişkilere zarar vererek bireyin örgüte karşı olan güvenini zedelemekte ve bütün faaliyetlerden kendisini soyutlayarak yabancılaşmasına neden olmaktadır. Bu çalışmada, iş hayatının herhangi bir evresinde her bireyin karşılaşabileceği mobing ve örgütsel yabancılaşma kavramları iki farklı değişken olarak ele alınmış ve bu değişkenler arasındaki ilişkilerin bankacılık sektöründe incelenmesi amaçlanmıştır. Kars ilinde yer alan kamu, özel ve katılım bankaları çalışanları üzerinde yapılan araştırmada, mobing ile örgütsel yabancılaşma arasında pozitif ve doğrusal bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.
Alan : Filoloji; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|